SÖZ SANATLARI (EDEBİ SANATLARI)
1.)TEŞBİH (BENZETME)
Sözü daha etkili duruma getirmek için aralarında ilgi
bulunan iki unsurdan güçsüzü olanı güçlü olana benzetmektir.
Benzetmede dört unsur bulunur:
a)Benzenen b)Benzetilen
c)Benzetme Yönü d)Benzetme Edatı
Bu öğelerin kullanılıp
kullanılmaması açısından da üç çeşit benzetme vardır:
--- Çocuk tilki gibi kurnaz
biriydi.
---Minik yavrucak elma gibi
kıpkırmızı yanaklarıyla gülücükler saçıyordu.
---Bizim de kalbimizi
kımıldatır yerinden
Toprağa diz vuruşu dağ gibi zeybeğin
---Binalar kale gibi
olduğundan içeri girilemiyordu.
---Kim bu cennet vatanın
uğruna olmaz ki feda?
---Karısına yıllarca cehennem
hayatı yaşattı.
---Muavin, yolculara: Pamuk eller cebe! diye
bağrıyordu.
2.İSTİARE
(EĞRETİLEME)
Benzetmenin asıl unsuru olan
benzeyen ve benzetilenden yalnızca biri kullanılarak yapılır.
a.)Açık İstiare:Benzeyenin bulunmayıp yalnızca benzetilenle yapılan
istiaredir.
b.)Kapalı İstiare:Benzetilenin bulunmayıp yalnızca benzeyenle yapılan
istiaredir.
---Bir hilal uğruna ya rab ne
güneşler batıyor. (A.İ)
---Ay, altın ağaçlardan yere
damlıyordu.(K.İ)
Açtım avucumu altına tuttum.
---Ülkemizde üniversiteden
mezun olmuş pek çok fidan artık iş de bulamıyor.(A.İ)
---Bahar gelince bir ağızdan
söyler kuşlar.(K.İ)
---Bugün gökten inciler
yağıyordu.(A.İ)
---Galatasaray, Fenerbahçe kalesine gol yağdırdı.(K.İ)
---Genç adamın sözleri, kızın
yüreğini yakıyordu.(K.İ)
---Sanat, hür bir ortamda boy atar.(K.İ)
---Kurban olam, kurban olam,
Beşikte yatan kuzuya.(A.İ)
3.)KİNAYE
Bir sözü hem gerçek hem de mecaz anlamda
kullanmaktır.
Uyarı: Kinayede daha çok
mecaz anlam kastedilir.
---Mum dibine ışık vermez.
---Hamama giren terler.
---Taşıma su ile değirmen
dönmez.
---Yuvarlanan taş yosun tutmaz.
---Ateş düştüğü yeri yakar.
---Yaptığı hatayı anlayınca
yüzü kızardı.
4.)MECAZ-I MÜRSEL (AD AKTARMASI)
Benzetme amaç güdülmeden bir sözün ilgili olduğu
başka bir söz yerine kullanılmasıdır.
---İşe alınman için dün şirketle görüştüm.(İnsan)
---Yarın sınıfı 9/H sınıfı yapacak.(Öğrenci)
---Toplantıya Milliyet
gazetesinin güçlü kalemleri de
geldi.(Yazar)
---Nihat’ın golüyle tüm stat
ayağa kalktı.(Seyirci)
---O evine çok bağlı bir
insandır.(Ailesi)
---Bu olay üzerine bütün köy ayaklandı.(Halk)
---İstanbul'dan kalkan uçak az önce Adana'ya indi.(Havaalanı)
5.)TEŞHİS (KİŞİLEŞTİRME)
İnsan dışındaki canlı cansız varlıklara insan
özelliği kazandırmaktır.
Her teşhiste aynı zamanda kapalı istiare vardır.
---Güzel gitti diye pınar
ağladı.
---Menekşeler külahını
kaldırır.
---Bir sarmaşık uyanıyordu
uykusunda
Geriniyordu bir eski duvarın sıvasında.
---Toros dağlarının üstüne,
Ay un eledi bütün gece.
---O çay ağır akar, yorgun mu
bilmem,
Mehtabı hasta mı, solgun mu bilmem.
---Aheste çek kürekleri mehtap
uyanmasın,
Eskici dükkanında asma saat,
Çelik bir şal atmış omuzlarına.
---Yalnızlığın okşadığı
kalbime, yağmurlar küskün,
En güzel türküyü bir kurşun söyler.
---Bu akşam sonbahar ne kadar
serin,
Geceyi hasretle zaman.
6.)İNTAK (KONUŞTURMA)
İnsan dışındaki varlıkları konuşturmaktır.Her intak
sanatında teşhis sanatı vardır;ancak her teşhiste intak sanatı yoktur.
---Deniz ve Mehtap sordular
seni: Neredesin?
---Maymun şunu anlatmak
istemişti fikrince:
Boşa gitmez kötüye bir ceza verilince.
---Dal bir gün dedi ki
tomurcuğuna:
İçimde kanayan yara gibisin.
---Ey benim sarı tamburam!
Sen ne için inilersin?
İçim oyuk, derdim büyük
Ben onunçün inilerim
---Ben ki toz kanatlı bir
kelebeğim,
Minicik gövdeme yüklü Kaf dağı.
---Adam elini uzattı, tam onu
koparacağı sırada menekşe: Bana
dokunma!diye bağırdı.
7.)TECAHÜL-İ ARİF (BİLMEZLİKTEN GELME)
Anlam inceliği oluşturmak için herkesçe bilinen bir
gerçeği bilmiyormuş gibi aktarmalıdır.
---Şakaklarıma kar mı yağdı
ne var?
Benim mi Allah’ım bu çizgili yüz.
---Sular mı yandı, neden
tunca benziyor mermer?
Geç fark ettim taşın sert olduğunu.
---Gökyüzünün başka rengi de
varmış,
Su insanı boğar, ateş yakarmış.
---Şu karşıma göğüs geren,
Taş bağırlı dağlar mısın?
---Saçların dalgalı, boya mı
sürdün?
Gelmiyorsun artık, bana mı küstün?
---İçimde kar donar, buzlar
tutuşur,
Yağan ateş midir, kar mıdır bilmem.
8.)HÜSN-İ TA'LİL (GÜZEL SEBEP BULMA)
Sebebi bilinen bir olayın meydana gelişini, gerçek sebebinin dışında başka, güzel bir nedene bağlamadır.
---Gül bahçesi sevgiliden
haber geldiği için
Süslendi ve güzel kokular süründü.
---Yoksun diye bahçemde
çiçekler açmıyor bak.
---Senin o gül yüzünü görmek
için
Sana güneş bakmak için doğuyor.
---Benim kaderime ve
yalnızlığıma
Irmaklar bile ağladı.
---Rüzgar gökte bir gezinti,
Üşürüz her akşam vakti,
Ne sıcak vücutlar gitti,
Toprağı ısıtmak için.
---Güller kızarır utancından
o gonca gül gülünce
Sümbül bükülür kıskancından kakül
bükülünce.
---Bir an önce görülsün diye
Akdeniz,
Toroslarda ağaçlar hep çocuk kalır.
---Toros dağlarının üstüne
Ay, un eledi bütün gece.
9.) MÜBALAĞA (ABARTMA):
Sözün etkisini güçlendirmek için bir şeyi olduğundan
daha çok ya da olduğundan daha az göstermektir.
---Manda yuva yapmış söğüt
dalına,
Yavrusunu sinek kapmış.
---Alem sele gitti gözüm
yaşından.
---Bir ah çeksem dağı taşı
eritir,
Gözüm yaşı değirmeni yürütür.
---Bir gün gökyüzüne otursam,
Evlerin tavanlarını birer birer açsam.
---Sıladan ayrıyım, gözümde
yaşlar,
Sel olup taşacak bir gün derinden.
---Sana olan aşkım dağı taşı
eritir,
Gözümdeki yaşlardan bir deniz olur.
---Ben ki toz kanatlı bir
kelebeğim,
Minicik gövdeme yüklü Kaf dağı.
---Sekizimiz odun çeker,
Dokuzumuz ateş yakar
Kaz kaldırmış başın bakar
Kırk gün oldu , kaynatırım kaynamaz.
---Sana dar gelmeyecek
makberi kimler kazsın?
Gömelim gel seni tarihe desem, sığmazsın.
---Bir of çeksem karşıki
dağlar yıkılır.
10.)TEZAT (KARŞITLIK)
Aralarında ilgiden dolayı, birbirine
zıt kavramları bir arada kullanmaktır.
---Ağlarım hatıra geldikçe
gülüştüklerimiz.
---Neden böyle düşman
görünürsünüz,
Yıllar yılı dost bildiğim aynalar?
---İçimde kar donar, buzlar
tutuşur,
Yağan ateş midir, kar mıdır bilmem.
---Sana çirkin dediler, düşmanı
oldum güzelin.
---Yükseğinde büyük namlı
karın var,
Alçağında mor sümbüllü bağın var.
---Karlar etrafı bembeyaz bir
karanlığa gömdü.
11.) TEVRİYE (İKİ ANLAMLILIK, AMACI GİZLEME)
İki değişik anlamı olan bir sözcüğün bir dize ya da
beyitte iki anlamının da kullanılmasıdır. Sözün yakın anlamı söylenir ama uzak anlamı kastedilir. Uzak anlam hemen kavranamayacak şekilde gizlenir.
---Tahir Efendi bize kelp
demiz (Tahir: özel ad.)
İltifatı bu sözde zahirdir
Maliki mezhebim benim zira
İtikadımca kelp Tahirdir.
---Bu kadar letafet çünkü
sende var,
Beyaz gerdanında bir de ben gerek.
---O güzel yüzün benli de,
Göğsün niye bensiz?
---“Dedim: Dilber, niçin sararıp soldun
Dedi: Çekdiceğim dil yaresidir”---Bak kalan bu kubbede hoş
bir sada imiş,
Ben yarime gül demem, yarim bana gülmedi.
---Beyefendi ailenin güneşi, sen
de ayısın.
---Sen gittin yaslara büründü
cihan,
Soluyor dallarda gül dertli dertli.
---Şu köpek leşi de şurda
fuzuli,
O kadar içerlediysen tut kıçından
Vur yere de çıksın içindeki ruhi.
12.)TELMİH (HATIRLATMA)
Söz arasında herkesin bildiği bir olaya ya da kişiye
işaret etme sanatı.
---Vefasız Aslıya yol
gösteren bu,
Keremin sazına cevap veren bu.
---Ne büyüksün ki kanın
kurtarıyor teshidi,
Bedrin aslanları ancak bu kadar şanlı idi.
---Ekmek Leyla oldu bire
dostlarım,
Mecnun olup ardı sıra giderim.
---Şu Boğaz harbi nedir? Var
mı ki dünyada eşi?
En keşif orduların yükleniyor dördü beşi.
---Yırtarım dağları enginlere
sığmam taşarım.
---Gökyüzünde İsa ile,
Tur dağında Musa ile ,
Elindeki asa ile
Çağırayım Mevlam seni.
13.)TARİZ (TAŞ ATMA)
Bir kişiyi iğneleme, bir konuyla alay etme veya sözün
tam tersini kastetmedir.
---Müftü Efendi bize kafir
demiş.
---Tutalım ben ona diyem
müselman.
---Lakin varıldıktan ruz-ı
mahşere,
İkimiz çıkarız orda yalan.
---Bu ne kudret ki elifbayı
okur ezberden.
---Tahir Efendi bize kelp
demiş,
İltifatı bu sözde zehirdir,
Maliki mezhebim benim zira,
İtikadımca kelp Tahirdir.
---Bir nasihatım var zamana
uygun,
Tut sözümü yattıkça yat uyuma,
Meşhur bir kelamdır sen kazan sen ye,
El için yok yere yanma.
---O kadar zeki ki bütün
sınıfları çift dikiş gidiyor.
14.)TEKRİR (TEKRARLAMA)
Anlatımı güçlendirmek için bir sözü sık sık tekrar
etmektir.
---Beni bende demen, ben değilim,
Bir ben vardır, bende benden öte.
---Söz ola kese savaşı,
Söz ola kestire başı,
Söz ola oğlu aşı,
Yağ ile bal ede bir söz.
---Ben güzele güzel demem,
Güzel benim olmayınca.
---Seni tanımadan önce ben, ben
değildim,
Seni tanıdıktan sonra aslında
bensizliğin sensizliğin olduğunu anladım.
---Gece midir insanı
hüzünlendiren,
Yoksa insan mıdır hüzünlenmek için,
Geceyi bekleyen?
Yoksa ben miyim seni düşünmek için,
Geceyi bekleyen?
Gece midir seni bana düşündüren?
15.)TENASÜP
(UYGUNLUK)
Anlam yönünden birbiriyle ilgili sözcükleri bir arada
kullanmaktır.
---Deli eder insanı bu dünya,
Bu gece,
bu yıldızlar, bu koku,
Bu tepeden tırnağa çiçek açmış ağaç.
---Artık demir almak günü
gelmişse zamandan,
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.
---Arım, balım, peteğim,
Gülüm, dalım, çiçeğim,
Bilsem ki öleceğim,
Yine seni seveceğim,
---Bu akşam ışık olduk, renk olduk, ses olduk,
Yeniden kışla olduk, asker olduk,
tüfek olduk.
16.)LEFF Ü NEŞR
Bir dizede iki ya da daha
fazla kavramdan bahsettikten sonra diğer dizede onlarla ilgili açıklama
yapmaktır.
---Bakışların fırtına,
Duruşun durgun su,
Biri alabora eder,
Biri boğar.
---Gönlümde ateştin, gözümde
yaştın,
Ne diye tutuştun, ne diye taştın.
---Ben bir sedefim, sen nisan
bulutu,
Ver damlaları, al yuvarlak inciyi.
17.)İSTİFHAM (SORU SORMA)
Anlatımı daha etkili hale getirmek için cevap alma
amacı gütmeden soru sormaktır.
---Kim bu cennet vatanın
uğruna olmaz ki feda?
---Şakaklarıma kar mı yağdı
ne var?
Benim mi Allah’ım bu çizgili yüz?
---Sana dar gelmeyecek
makberi kimler kazsın?
---Şu karşıma göğüs geren
Taş bağırlı dağlar mısın?
---Hangi çılgın bana zincir
vuracakmış?Şaşarım!
---Her gün bu kadar güzel mi
bu deniz?
Böyle mi görünür gökyüzü her zaman?
18.)TEDRİC
(DERECELENDİRME)
Birbiriyle ilgili kavramların
bir derece gözetilerek sıralanmasıdır.
---İki asker, mızrak mızrağa,
kılıç kılıca, hançer hançere vuruşmaya başladı.
---Makber, makber değil; bir türbe, türbe değil; bir mabet,
mabet değil; bir küre, küre değil; bir sonsuz uzay.
19)NİDA (SESLENME)
Şiddetli duyguları,
heyecanları coşkun bir seslenişle anlatmadır. Daha çok ay, ey, hay, ah
ünlemleriyle yapılır.
---Ey mavi göklerin beyaz ve
kızıl süsü!
---Ey benim sarı tamburam!
Sen ne için inilersin?
---Çatma kurban olayım ey
nazlı hilal!
20.)CİNAS
Yazılışları aynı, anlamları farklı sözcüklerin bir
arada kullanılmasıdır. Sesteş kelimelerle yapılır.
---Niçin kondun a bülbül
kapımdaki asmaya
Ben yarimden ayrılmam götürseler asmaya.
---Göl kıyısındaki sazların
arasında bir saz sesi geliyordu.
--- Kara gözler,
Sürmeli kara gözler,
Gemim deryada kaldı,
Gözlerim kara gözler.
---Kalem böyle çalınmıştır
yazıma,
Yazım kışıma uymaz, kışım yazıma.
---Böyle bağlar,
Yar başın böyle bağlar,
Gül açmaz, bülbül ötmez,
Yıkılsın böyle bağlar.
21) ALİTERASYON
Dize ya da mısrada ahenk oluşturacak şekilde, aynı
sesin veya hecenin tekrarlanmasıdır.
---Eylülde melül oldu gönül
soldu lale
Bir kaküle meyletti gönül geldi bu hale.
---Seherde seyre koyuldum
semayı deryayı.
---Kara toprak içinde kara
karıncayı karanlık gecede görür.
---Beyaz gerdanında bir de
ben gerek.
22, ASONANS:
Şiirde, aynı ünlü seslerin tekrar edilmesine asonans
denir. Ses tekrarı bir veya birkaç dizede olabilir. Genellikle aliterasyon
sanatıyla yapılır.
Neysen sen, nefes sen, neylersin neyi
Neyzensen, nefessen, neylersin neyi (“e” sesi)
Sabahlara kadar ağlayan biri
varsa
Ey yar!
Bil ki yana yana can tenden
çıkacak
Ne olacak
Beni yaralı sansa...
(Laedri) (“a” sesi)
23.) SECİ (DÜZ YAZIDAKİ UYAK)
Düz yazıda cümle içinde yapılan uyağa
denir.
---İlahi, kabul senden, ret senden; şifa senden, dert senden İlahi, iman verdin, daim eyle; ihsan verdin, kaim eyle.
---Ten cübbesi çak gerek, gönül
evi pak gerek.
---Ey gönlümün nuru, gönüllerin
süruru!
---De gül idim ben sana mail
sen ettin aklımı zail.
__________________
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder