Bu Blogda Ara

Türk Dili ve Edebiyatı sitesi, Edebiyat derslerine yardımcı,

2 Aralık 2023 Cumartesi

SÖZ SANATLARI (EDEBİ SANATLAR)

 

SÖZ SANATLARI    (EDEBİ SANATLARI)

 

1.)TEŞBİH (BENZETME)

 

                Sözü daha etkili duruma getirmek için aralarında ilgi bulunan iki unsurdan güçsüzü olanı güçlü olana benzetmektir.

                Benzetmede dört unsur bulunur:

a)Benzenen            b)Benzetilen

c)Benzetme Yönü d)Benzetme Edatı

Bu öğelerin kullanılıp kullanılmaması açısından da üç çeşit benzetme vardır:

--- Çocuk tilki gibi kurnaz biriydi.

---Minik yavrucak elma gibi kıpkırmızı yanaklarıyla gülücükler saçıyordu.

 

---Bizim de kalbimizi kımıldatır yerinden

    Toprağa diz vuruşu dağ gibi zeybeğin

---Binalar kale gibi olduğundan içeri  girilemiyordu.

---Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?

---Karısına yıllarca cehennem hayatı yaşattı.

    ---Muavin, yolculara: Pamuk eller cebe! diye bağrıyordu.

 

2.İSTİARE    (EĞRETİLEME)

 

Benzetmenin asıl unsuru olan benzeyen ve benzetilenden yalnızca biri kullanılarak yapılır.

a.)Açık İstiare:Benzeyenin bulunmayıp yalnızca benzetilenle yapılan istiaredir.

b.)Kapalı İstiare:Benzetilenin bulunmayıp yalnızca benzeyenle yapılan istiaredir.

 

---Bir hilal uğruna ya rab ne güneşler batıyor. (A.İ)

---Ay, altın ağaçlardan yere damlıyordu.(K.İ)

     Açtım avucumu altına tuttum.

---Ülkemizde üniversiteden mezun olmuş pek çok fidan artık iş de bulamıyor.(A.İ)

---Bahar gelince bir ağızdan söyler kuşlar.(K.İ)

---Bugün gökten inciler yağıyordu.(A.İ)

---Galatasaray,  Fenerbahçe kalesine gol yağdırdı.(K.İ)

---Genç adamın sözleri, kızın yüreğini yakıyordu.(K.İ)

---Sanat,  hür bir ortamda boy atar.(K.İ)

---Kurban olam, kurban olam,

     Beşikte yatan kuzuya.(A.İ)

 

3.)KİNAYE

 

                Bir sözü hem gerçek hem de mecaz anlamda kullanmaktır.

UyarıKinayede daha çok mecaz anlam kastedilir.

---Mum dibine ışık vermez.

---Hamama giren terler.

---Taşıma su ile değirmen dönmez.

---Yuvarlanan taş yosun tutmaz.

---Ateş düştüğü yeri yakar.

---Yaptığı hatayı anlayınca yüzü kızardı.

 

4.)MECAZ-I MÜRSEL            (AD AKTARMASI)

 

                Benzetme amaç güdülmeden bir sözün ilgili olduğu başka bir söz yerine kullanılmasıdır.

---İşe alınman için dün şirketle görüştüm.(İnsan)

---Yarın sınıfı 9/H sınıfı yapacak.(Öğrenci)

---Toplantıya Milliyet gazetesinin güçlü kalemleri de geldi.(Yazar)

---Nihat’ın golüyle tüm stat ayağa kalktı.(Seyirci)

---O evine çok bağlı bir insandır.(Ailesi)

---Bu olay üzerine bütün köy ayaklandı.(Halk)

---İstanbul'dan kalkan uçak az önce Adana'ya indi.(Havaalanı)

 

5.)TEŞHİS              (KİŞİLEŞTİRME)

 

                İnsan dışındaki canlı cansız varlıklara insan özelliği kazandırmaktır.

                Her teşhiste aynı zamanda kapalı istiare vardır.

---Güzel gitti diye pınar ağladı.

---Menekşeler külahını kaldırır.

---Bir sarmaşık uyanıyordu uykusunda

     Geriniyordu bir eski duvarın sıvasında.

---Toros dağlarının üstüne,

    Ay un eledi bütün gece.

---O çay ağır akar, yorgun mu bilmem,

    Mehtabı hasta mı, solgun mu bilmem.

---Aheste çek kürekleri mehtap uyanmasın,

     Eskici dükkanında asma saat,

     Çelik bir şal atmış omuzlarına.

---Yalnızlığın okşadığı kalbime, yağmurlar küskün,

     En güzel türküyü bir kurşun söyler.

---Bu akşam sonbahar ne kadar serin,

    Geceyi hasretle zaman.

 

6.)İNTAK              (KONUŞTURMA)

 

                İnsan dışındaki varlıkları konuşturmaktır.Her intak sanatında teşhis sanatı vardır;ancak her teşhiste intak sanatı yoktur.

---Deniz ve Mehtap sordular seni: Neredesin?

---Maymun şunu anlatmak istemişti fikrince:

    Boşa gitmez kötüye bir ceza verilince.

---Dal bir gün dedi ki tomurcuğuna:

    İçimde kanayan yara gibisin.

---Ey benim sarı tamburam!

    Sen ne için inilersin?

    İçim oyuk,  derdim büyük

    Ben onunçün inilerim

---Ben ki toz kanatlı bir kelebeğim,

     Minicik gövdeme yüklü Kaf dağı.

---Adam elini uzattı, tam onu koparacağı sırada menekşe:      Bana dokunma!diye bağırdı.

 

7.)TECAHÜL-İ ARİF  (BİLMEZLİKTEN GELME)

 

                Anlam inceliği oluşturmak için herkesçe bilinen bir gerçeği bilmiyormuş gibi aktarmalıdır.

---Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?

    Benim mi Allah’ım bu çizgili yüz.

---Sular mı yandı, neden tunca benziyor mermer?

    Geç fark ettim taşın sert olduğunu.

---Gökyüzünün başka rengi de varmış,

    Su insanı boğar, ateş yakarmış.

---Şu karşıma göğüs geren,

    Taş bağırlı dağlar mısın?

---Saçların dalgalı, boya mı sürdün?

    Gelmiyorsun artık, bana mı küstün?

---İçimde kar donar, buzlar tutuşur,

    Yağan ateş midir, kar mıdır bilmem.

 

8.)HÜSN-İ TA'LİL        (GÜZEL SEBEP BULMA)

                Sebebi bilinen bir olayın meydana gelişini, gerçek sebebinin dışında başka, güzel bir nedene bağlamadır.

---Gül bahçesi sevgiliden haber geldiği için

    Süslendi ve güzel kokular süründü.

---Yoksun diye bahçemde çiçekler açmıyor bak.

---Senin o gül yüzünü görmek için

    Sana güneş bakmak için doğuyor.

---Benim kaderime ve yalnızlığıma

    Irmaklar bile ağladı.

---Rüzgar gökte bir gezinti,

    Üşürüz her akşam vakti,

     Ne sıcak vücutlar gitti,

    Toprağı ısıtmak için.

---Güller kızarır utancından o gonca gül gülünce

    Sümbül bükülür kıskancından kakül bükülünce.

---Bir an önce görülsün diye Akdeniz,

    Toroslarda ağaçlar hep çocuk kalır.

---Toros dağlarının üstüne

    Ay,  un eledi bütün gece.

 

9.) MÜBALAĞA           (ABARTMA):

 

                Sözün etkisini güçlendirmek için bir şeyi olduğundan daha çok ya da olduğundan daha az göstermektir.

---Manda yuva yapmış söğüt dalına,

    Yavrusunu sinek kapmış.

---Alem sele gitti gözüm yaşından.

---Bir ah çeksem dağı taşı eritir,

    Gözüm yaşı değirmeni yürütür.

---Bir gün gökyüzüne otursam,

    Evlerin tavanlarını birer birer açsam.

---Sıladan ayrıyım, gözümde yaşlar,

    Sel olup taşacak bir gün derinden.

---Sana olan aşkım dağı taşı eritir,

    Gözümdeki yaşlardan bir deniz olur.

---Ben ki toz kanatlı bir kelebeğim,

    Minicik gövdeme yüklü Kaf dağı.

---Sekizimiz odun çeker,

    Dokuzumuz ateş yakar

    Kaz kaldırmış başın bakar

    Kırk gün oldu , kaynatırım kaynamaz.

---Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?

    Gömelim gel seni tarihe desem, sığmazsın.

---Bir of çeksem karşıki dağlar yıkılır.

 

10.)TEZAT (KARŞITLIK)

 

Aralarında ilgiden dolayı, birbirine zıt kavramları bir arada kullanmaktır.

---Ağlarım hatıra geldikçe gülüştüklerimiz.

---Neden böyle düşman görünürsünüz,

    Yıllar yılı dost bildiğim aynalar?

---İçimde kar donar, buzlar tutuşur,

    Yağan ateş midir, kar mıdır bilmem.

---Sana çirkin dediler, düşmanı oldum güzelin.

---Yükseğinde büyük namlı karın var,

    Alçağında mor sümbüllü bağın var.

---Karlar etrafı bembeyaz bir karanlığa gömdü.

 

11.) TEVRİYE      (İKİ ANLAMLILIK, AMACI GİZLEME)

 

                İki değişik anlamı olan bir sözcüğün bir dize ya da beyitte iki anlamının da kullanılmasıdır. Sözün yakın anlamı söylenir ama uzak anlamı kastedilir. Uzak anlam hemen kavranamayacak şekilde gizlenir.

---Tahir Efendi bize kelp demiz (Tahir: özel ad.)

     İltifatı bu sözde zahirdir

     Maliki mezhebim benim zira

      İtikadımca kelp Tahirdir.

---Bu kadar letafet çünkü sende var,

    Beyaz gerdanında bir de ben gerek.

---O güzel yüzün benli de,

     Göğsün niye bensiz?

---“Dedim: Dilber, niçin sararıp soldun

     Dedi: Çekdiceğim dil yaresidir”

---Bak kalan bu kubbede hoş bir sada imiş,

    Ben yarime gül demem, yarim bana gülmedi.

---Beyefendi ailenin güneşi, sen de ayısın.

---Sen gittin yaslara büründü cihan,

     Soluyor dallarda gül dertli dertli.

---Şu köpek leşi de şurda fuzuli,

    O kadar içerlediysen tut kıçından

    Vur yere de çıksın içindeki ruhi.

 

12.)TELMİH             (HATIRLATMA)

 

                Söz arasında herkesin bildiği bir olaya ya da kişiye işaret etme sanatı.

---Vefasız Aslıya yol gösteren bu,

    Keremin sazına cevap veren bu.

---Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor teshidi,

    Bedrin aslanları ancak bu kadar şanlı idi.

---Ekmek Leyla oldu bire dostlarım,

    Mecnun olup ardı sıra giderim.

---Şu Boğaz harbi nedir? Var mı ki dünyada eşi?

    En keşif orduların yükleniyor dördü beşi.

---Yırtarım dağları enginlere sığmam taşarım.

---Gökyüzünde İsa ile,

    Tur dağında Musa ile ,

     Elindeki asa ile

      Çağırayım Mevlam seni.

 

13.)TARİZ        (TAŞ ATMA)

 

                Bir kişiyi iğneleme, bir konuyla alay etme veya sözün tam tersini kastetmedir.

---Müftü Efendi bize kafir demiş.

---Tutalım ben ona diyem müselman.

---Lakin varıldıktan ruz-ı mahşere,

    İkimiz çıkarız orda yalan.

---Bu ne kudret ki elifbayı okur ezberden.

---Tahir Efendi bize kelp demiş,

    İltifatı bu sözde zehirdir,

     Maliki mezhebim benim zira,

     İtikadımca kelp Tahirdir.

---Bir nasihatım var zamana uygun,

    Tut sözümü yattıkça yat uyuma,

    Meşhur bir kelamdır sen kazan sen ye,

    El için yok yere yanma.

---O kadar zeki ki bütün sınıfları çift dikiş gidiyor.

 

14.)TEKRİR   (TEKRARLAMA)

 

                Anlatımı güçlendirmek için bir sözü sık sık tekrar etmektir.

---Beni bende demen,  ben değilim,

    Bir ben vardır,  bende benden öte.

 

---Söz ola kese savaşı,

    Söz ola kestire başı,

    Söz ola oğlu aşı,

    Yağ ile bal ede bir söz.

 

---Ben güzele güzel demem,

     Güzel benim olmayınca.

 

---Seni tanımadan önce ben, ben değildim,

Seni tanıdıktan sonra aslında bensizliğin sensizliğin olduğunu anladım.

 

---Gece midir insanı hüzünlendiren,

    Yoksa insan mıdır hüzünlenmek için,

    Geceyi bekleyen?

    Yoksa ben miyim seni düşünmek için,

    Geceyi bekleyen?

    Gece midir seni bana düşündüren?

 

15.)TENASÜP   (UYGUNLUK)

 

                Anlam yönünden birbiriyle ilgili sözcükleri bir arada kullanmaktır.

---Deli eder insanı bu dünya,

    Bu gece,  bu yıldızlar,  bu koku,

    Bu tepeden tırnağa çiçek açmış ağaç.

 

---Artık demir almak günü gelmişse zamandan,

    Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.

 

---Arım, balım, peteğim,

    Gülüm, dalım, çiçeğim,

    Bilsem ki öleceğim,

    Yine seni seveceğim,

---Bu akşam ışık olduk,  renk olduk, ses olduk,

    Yeniden kışla olduk,  asker olduk,  tüfek olduk.

 

16.)LEFF Ü NEŞR

 

Bir dizede iki ya da daha fazla kavramdan bahsettikten sonra diğer dizede onlarla ilgili açıklama yapmaktır.

---Bakışların fırtına,

    Duruşun durgun su,

    Biri alabora eder,

    Biri boğar.

 

---Gönlümde ateştin, gözümde yaştın,

    Ne diye tutuştun, ne diye taştın.

 

---Ben bir sedefim, sen nisan bulutu,

    Ver damlaları,  al yuvarlak inciyi.

 

17.)İSTİFHAM     (SORU SORMA)

 

                Anlatımı daha etkili hale getirmek için cevap alma amacı gütmeden soru sormaktır.

---Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?

---Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?

    Benim mi Allah’ım bu çizgili yüz?

---Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?

---Şu karşıma göğüs geren

    Taş bağırlı dağlar mısın?

---Hangi çılgın bana zincir vuracakmış?Şaşarım!

---Her gün bu kadar güzel mi bu deniz?

    Böyle mi görünür gökyüzü her zaman?

 

18.)TEDRİC   (DERECELENDİRME)

 

Birbiriyle ilgili kavramların bir derece gözetilerek sıralanmasıdır.

---İki asker, mızrak mızrağa, kılıç kılıca, hançer hançere vuruşmaya başladı.

---Makber,  makber değil; bir türbe, türbe değil; bir mabet, mabet değil; bir küre, küre değil; bir sonsuz uzay.

 

19)NİDA     (SESLENME)

 

                Şiddetli duyguları,  heyecanları coşkun bir seslenişle anlatmadır. Daha çok ay, ey, hay, ah ünlemleriyle yapılır.

---Ey mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü!

---Ey benim sarı tamburam!

    Sen ne için inilersin?

---Çatma kurban olayım ey nazlı hilal!

 

20.)CİNAS

 

                Yazılışları aynı, anlamları farklı sözcüklerin bir arada kullanılmasıdır. Sesteş kelimelerle yapılır.

---Niçin kondun a bülbül kapımdaki asmaya

    Ben yarimden ayrılmam götürseler asmaya.

 

---Göl kıyısındaki sazların arasında bir saz sesi geliyordu.

 

--- Kara gözler,

     Sürmeli kara gözler,

     Gemim deryada kaldı,

     Gözlerim kara gözler.

 

---Kalem böyle çalınmıştır yazıma,

    Yazım kışıma uymaz,  kışım yazıma.

 

---Böyle bağlar,

    Yar başın böyle bağlar,

    Gül açmaz, bülbül ötmez,

    Yıkılsın böyle bağlar.

 

21) ALİTERASYON

 

                Dize ya da mısrada ahenk oluşturacak şekilde, aynı sesin veya hecenin tekrarlanmasıdır.

---Eylülde melül oldu gönül soldu lale

    Bir kaküle meyletti gönül geldi bu hale.

---Seherde seyre koyuldum semayı deryayı.

---Kara toprak içinde kara karıncayı karanlık gecede görür.

---Beyaz gerdanında bir de ben gerek.

 

22, ASONANS:

 

                Şiirde,  aynı ünlü seslerin tekrar edilmesine asonans denir. Ses tekrarı bir veya birkaç dizede olabilir. Genellikle aliterasyon sanatıyla yapılır.

 

Neysen sen,  nefes sen,  neylersin neyi

 

Neyzensen,  nefessen,  neylersin neyi    (“e” sesi)

 

Sabahlara kadar ağlayan biri varsa

Ey yar!

Bil ki yana yana can tenden çıkacak

Ne olacak

Beni yaralı sansa...

(Laedri)       (“a” sesi)

 

23.) SECİ (DÜZ YAZIDAKİ UYAK)

 

    Düz yazıda cümle içinde yapılan uyağa denir.

---İlahi,  kabul senden, ret senden; şifa senden,  dert senden       İlahi,  iman verdin,  daim eyle; ihsan verdin,  kaim eyle.

---Ten cübbesi çak gerek, gönül evi pak gerek.

---Ey gönlümün nuru, gönüllerin süruru!

---De gül idim ben sana mail sen ettin aklımı zail.

__________________

13 Ekim 2023 Cuma

YAZIM KURALLARI

 

 

İMLA/ YAZIM KURALLARI

 

BAZI KELİME VE EKLERİN YAZILIŞI

 

Bağlaç Olan da, de’ninYazılışı

Bağlaç olan da, de ayrı yazılır. Kendisinden önceki kelimenin son ünlüsüne bağlı olarak ünlü  uyumlarına uyar:

Kızı da geldi gelini de.

 Durumu oğluna da bildirdi.

Sen de mi kardeşim? / Güç de olsa.

UYARI : Ayrı yazılan da, de hiçbir zaman ta, te biçiminde yazılmaz.

Gidip de dönmemek, dönüp de görmemek var.

Bu soru hiç de kolay değil.

UYARI : Ya sözüyle birlikte kullanılan da mutlaka ayrı yazılır:

Bunu ya bugün ya da yarın hallet.

UYARI : Da, de bağlacını kendisinden önceki kelimeden kesme ile ayırmak yanlıştır:

Ayşe de geldi (Ayşe’de geldi değil).

UYARI : Da, de bağlacının bulunma durumu eki olan -da, -de, -ta, -te ile hiçbir ilgisi yoktur.

Bulunma durumu eki getirildiği kelimeye bitişik yazılır:

 devede (deve-de) kulak, evde (ev-de) kalmak, yolda (yol-da) kalmak, ayakta (ayak-ta) durmak, çantada (çanta-da) kek­lik. İkide (iki-de) bir aynı sözü söyleyip durma.

Yurtta sulh, cihanda sulh.

        ………Cumhuriyet 29 Ekim 1923’ te …………………...Ankara’

da kurulmuştur.

                Maç Saat 13.01’de başlayıp 15.00’te sona erecek.

Bağlaç Olan ki’nin Yazılışı

Bağlaç olan ki ayrı yazılır: demek ki, kaldı ki, bilmem ki.

Türk dili, dillerin en zenginlerindendir; yeter ki bu dil, şuurla işlen­sin.

Olmaz ki!

Böyle de yapılmaz ki!    

Ruşen Eşref Ünaydın’ın "Diyorlar ki" adlı eseri ne güzeldir!

Geçmiş zaman olur ki hayali cihan değer.

Ki bağlacı, birkaç örnekte kalıplaşmış olduğu için bitişik yazılır: belki, çünkü, hâlbuki, mademki, meğerki, oysaki, sanki. Bu örnekler­den çünkü sözünde ek aynı zamanda küçük ünlü uyumuna uymuştur.

Şüphe ve pekiştirme göreviyle kullanılan ki sözü de ayrı yazılır:

Babam geldi mi ki?

Başbakan konuşacak mı ki?

UYARI: “ki” nin bulunduğu sözcüğe “ler” ekini getirdiğimizde anlamlı bir sözcük oluyorsa bitişik yazılır demektir, anlamsız oluyorsa ayrı yazılr demektir.

Bizimki eve geç geldi. (Bizimkiler> anlamlı>bitişik yazılmalı.)

Evdeki hesap çarşıya uymaz. (evdekiler> anlamlı>bitişik)

Tutki karnım acıktı.      (Tutkiler> anlamsızayrıyazılmalı.)

Bağlaç Olan ne ... ne ...’nin Yazılışı

Bu bağlacın kullanıldığı cümlelerde fiil olumlu olmalıdır:

Ne Fransa’da ne de Almanya’da aradığını bulabilmişti.

Onlar ne arsız ne yılışkan ve yırtık gülmelidirler; ne de somurtmalıdırlar.                                                              

Ne ziraat ne ticaret için kâfi nüfus kaldı.

Soru Eki mı, mi, mu, mü’nünYazılışı

Gelenekleşmiş olarak ayrı yazılır ve kendisinden önceki kelimenin son ünlüsüne bağlı olarak ünlü uyumla­rına uyar:

Kaldı mı?   Sen de mi geldin? Olur mu? İnsanlık öldü mü?

Soru ekinden sonra gelen ekler, bu eke bitişik olarak yazılır:

Gelecek misin? Okuyor muyuz? Çocuk muyum?

 Gelecek miydi? Güler misin, ağlar mısın?

Bu ek sorudan başka görevlerde kullanıldığında da ayrı yazılır: 

Güzel mi güzel! Yağmur yağdı mı dışarı çıkamayız.

UYARI: Vazgeçmek birleşik fiili, mi soru ekiyle birlikte kullanıldığında iki ayrı biçimde yazılabilir:

Vaz mı geçtin? Vazgeçtin mi?

Fiil Çekimi ile İlgili Yazılışlar

Gelecek zaman ekinin ünlüleri ile zaman ekinden önceki ünlü, söyleyişe bakılmaksızın bütün şahıslarda a, e ile yazılır:  gelmeyeceğim, gelemeyeceğim, gelemeyeceksin; almayacağım,  alamayacağım, almayacaksın .

Teklik ve çokluk 1. kişi emir eklerinin ünlüsü ile ekten önceki ünlü, söyleyişe bakılmaksızın a, e ile yazılır:

başlayayım, gelmeyeyim; başlayalım, gelmeyelim.

İstek ekinden önce gelen ünlü, söyleyişe bakılmaksızın a, e ile yazılır: başlayasın, başlaya, başlayasınız, başlayalar; gelmeyesin, gelmeye, gelmeyesiniz, gelmeyeler.

Mastar Eklerinin Yazılışı

-mak, -mek ile biten mastarlardan sonra -a, -e, -ı, -i eklerinden biri geldiğinde araya y ünsüzü girer: kazanmak-a > kazanma-y-a, aldanmak-ı > aldanma-y-ı, sevmek-e > sevme-y-e, görmek-i > görme-y-i.

İken’in Yazılışı

 İken ayrı olarak yazılabildiği gibi kelimelere eklenerek de yazılabilir. Bu durumda başındaki i ünlüsü düşer. Getirildiği kelimenin ünlüleri kalın da olsa, bu ekin ünlüsü ince kalır:

Üsküdar’a gider iken aldı da bir yağmur.

Giderken ardından “Gitme, kal.” diyemedim.

okur-ken (< okur iken), yazar-ken (< yazar iken), çalışır-ken (< çalışır iken), uyur-ken (< uyur iken), başlar-ken (< başlar iken), durmuş-ken (< durmuş iken), olgun-ken (< olgun iken), durgun-ken (< durgun iken).

İken, ünlüyle biten kelimelere ek olarak getirildiğinde başındaki ünlüsü düşer ve araya y ünsüzü girer: okulday-ken (< okulda iken), yolday-ken (< yolda iken).

İle’nin Ek Olarak Yazılışı

İle ayrı olarak yazılabildiği gibi kelimelere eklenerek de yazılabilir. Kelimelere eklenerek yazıldığında ünlü uyumlarına uyar.

İle, ünsüzle biten kelimelere ek olarak getirildiğinde i ünlüsü düşer ve bitişik yazılır:

 bulut-la (bulut ile), çiçek-le (çiçek ile), kuş-la (kuş ile)

İle, ünlüyle biten kelimelere ek olarak getirildiğinde başındaki ünlüsü düşer ve araya y ünsüzü girer. Ek, ünlü uyumlarına uyar:      

arkadaşı-y-la (arkadaşı ile), çevre-y-le (çevre ile),

        İnce okunan bazı kelimere getirildiğinde ünlü uyumuna uymayabilir.

     Beni büyük bir dikkatle dinledi. Şefkatle..sadakatle ….

Ek Fiil Olan imek’in Yazılışı

İmek fiili bugün daha çok ekleşmiş olarak kullanılmakta ve ünlü uyumlarına uymaktadır.Ünlüyle biten kelimelere eklendiğinde ünlüsü düşer. Bu durumda araya y ünsüzü girer:

ne-y-se (ne ise), sonuncu-y-du (sonuncu idi), yabancı-y-mış (yabancı imiş).

Ünsüzle biten kelimelere eklendiğinde de ünlüsü düşer: gelir-se (gelir ise), güzel-miş (güzel imiş), yorgun-du (yorgun idi).

PEKİŞTİRMELİ SIFATLARIN YAZILIŞI

Pekiştirmeli sıfatlar bitişik yazılır:

 apaçık, apak, büsbütün, çepeçevre, çırçıplak, çırılçıplak, dümdüz, düpedüz, gömgök, güpegündüz, kapkara, kupkuru, paramparça, sapasağlam, sapsarı, sırsıklam, sırıl­sıklam, sipsivri, yemyeşil.

Kurallı birleşik fiiller bitişik yazılır:

Gelebilirim, okuyuver, düşeyazdım, süregeldi, bakakaldım, gidedur

 

 SAYILARIN YAZILIŞI

 

1.        Sayılar metin içerisinde yazıyla ve ayrı yazılır:

Beş bin yıldan beri, dört kardeş, haf­tanın beşinci günü, üç ayda bir,

Yaş otuz beş, yolun yarısı eder.                   

Buna karşılık saat, para tutarı, ölçü, istatistik verilere ilişkin sayılarda rakam kullanılır:

17.30’da, 11.00’de,1.500.000 lira, 25 kilogram, 150 kilometre, 15 metre kumaş, 1.250.000 kişi, % 25, % 50.

Saat ve dakikalar metin içinde yazıyla da yazılabilirsaat dokuzu beş geçe, saat yediye çeyrek kala, saat sekizi on dakika üç saniye geçe,

2. Birden fazla kelimeden oluşan sayılar ayrı yazılır:

 iki yüz, üç yüz altmış beş.

3. Para ile ilgili işlem ve senet, çek vb. ticarî belgelerde geçen sayılar bitişik yazılır:

650,35 (altıyüzelliTL,otuzbeşKr).

4. Notayı niteleyen sayılar ayrı yazılıron altılık.

5. Oyun adlarını niteleyen sayılar bitişik yazılır: altmışaltı.

6. Romen rakamları ancak yüzyıllarda, hükümdar adlarındatarihlerde ayların yazılışında, kitap ve dergi ciltlerinde ve kitapların asıl bölümlerinden önceki sayfaların nu­maralandırılmasında kullanılabilir:

 XX. yüzyıl,     III. Selim,     XIV. Louis,     II. Wilhelm,      V. Karl,      VIII. Edward,       1.XI.1928,       I. Cilt,      XII. Cilt.

7. Beş ve beşten çok rakamlı sayılar sondan sayılmak üzere üçlü gruplara ayrılarak yazılır ve araya nokta konur:

326.197, 49.750.812, 28.434.250.310.500 .

8. Sayılarda kesirler virgül ile ayrılır:

 15,2 (15 tam, onda 2), 5,26 (5 tam, yüzde 26).

9. Sıra sayıları yazıyla ve rakamla gösterilebilir. Rakamla gösteril­mesi durumunda ya rakamdan sonra bir nokta konur ya da rakamdan sonra kesme işareti konularak derece gösteren ek yazılır:

 15., 56., XX.;         5’inci, 6’ncı.

UYARI : Sıra sayıları ekle gösterildiğinde rakamdan sonra sa­dece kesme işareti ve ek yazılır; ayrıca nokta konmaz:   8.’inci değil 8’inci, 2.’nci değil 2’nci.

10. Üleştirme sayıları rakamla değil yazıyla belirtilir:

2’şer değil ikişer,    9’ar değil dokuzar,       100’er değil yüzer.

        BÜYÜK HARFLERİN KULLANILDIĞI YERLER

A.      Cümle büyük harfle başlar:

Ak akçe kara gün içindir.

Cümle içinde tırnak veya yay ayraç içine alınan cümleler büyük harfle başlar ve sonlarına uygun noktalama işareti (nokta, soru, ünlem) konur:

Hz.Muhammed, “Kendin için istemediğin bir şeyi başkası için de isteme.” buyuruyor.

Anadolu kentlerini, köylerini (Köy sözünü de çekinerek yazıyorum.) gezsek bile görmek için değil, kendimizi göstermek için ziyoruz.                                                                              

Ancak iki çizgi arasındaki açıklama cümleleri büyük harfle baş­lamaz:

Bir zamanlar -bu zamanlar çok da uzak değildir, bundan on, on iki yıl önce- Türk saltanatının maddi sınırları uçsuz bucaksız denilecek ka­dar genişti.                              

İki noktadan sonra gelen cümleler büyük harfle başlar:

Menfaat sandalyeye benzer: Başında taşırsan seni küçültür, ayağının altına alırsan yükseltir.     

Ancak iki noktadan sonra cümle niteliğinde olmayan örnekler sıra­landığında bu örnekler büyük harfle başlamaz:

Bu eskiliği siz de çok evde görmüşsünüzdür: duvarlarda çiviler, çivi yerleri, lekeler...    

UYARI: Rakamla başlayan cümlelerde rakamdan sonra gelen kelime büyük harfle başlamaz:

 2005 yılında Türk Dil Kurumunun 73. yılını kutladık.

UYARI : Örnek niteliğindeki kelimelerle başlayan cümlede de ilk harf büyük yazılır:

"Banka, bütçe, devlet, fındık, kanepe, menekşe, şemsiye" gibi yüzlerce ke­lime, kökenleri yabancı olmakla birlikte artık dilimizin malı olmuştur.

 "Et-, ol-" fiilleri, dilimizde en sık kullanılan yardımcı fiillerdir.

B. Dizeler genellikle büyük harfle başlar:

Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi;

Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi.                            

C. Özel adlar büyük harfle başlar:

1. Kişi adlarıyla soyadları büyük harfle başlar:

 Kâzım Karabekir, Âşık Ömer, Victor Hugo.

Takma adlar da büyük harfle başlar:

Muhibbi (Kanuni Sultan Süleyman),

Demirtaş (Ziya Gökalp), Tarhan (Ömer Seyfettin),

 Kirpi (Refik Halit Karay), Server Bedi (Peyami Safa),

 Deli Ozan (Faruk Nafiz Çamlıbel),

2.        Kişi adlarından önce ve sonra gelen saygı sözleri, unvanlar, lakaplar, meslek ve rütbe adları büyük harfle başlar:

Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk,

 Kaymakam Erol Bey, Sayın Prof. Dr. Hasan Eren, Hamdi Bey, Mustafa Efendi, Zeynep Hanım, Bay Ali Çiçekçi,  Yüzbaşı Cengiz Topel; Fatih Sultan Mehmet, Paşa, Deli Petro. Avcı Mehmet, Nişancı Mehmet

        Akrabalık bildiren kelimeler büyük harfle başlamaz:

Tülay abla, Ayşe teyze, Fatma nine, Kemal dayı, Saim amca,  

        Akrabalık bil­diren kelimeler başa geldiğinde lakap yerine kullanıldığı için büyük harfle baş­lar:

Nene Hatun, Baba Gündüz, Dayı Kemal, Hala Sultan.

Bazı tarihî ve menkıbevi şahsiyetlerde ise akrabalık bildiren kelime sonda olduğu hâlde unvan değeri kazandığı ve özel ada dâhil olduğu için büyük harfle yazılır: Gül Baba, Susuz Dede, Adile Hala, Gülsüm Bacı, Sultan Ana.

        Resmî yazılarda saygı bildiren sözlerden sonra gelen ve makam, mevki,

unvan bildiren kelimeler de büyük harfle başlar:

   Sayın Bakan,              Sayın Rektör,                       

        Hitap kelimeleri de bü­yük harfle başlar:

 Sevgili Kardeşim,    Aziz Dostum,     Değerli Arkadaşım,

3. Hayvanlara verilen özel adlar büyük harfle başlar:

Sarıkız, Fino, Karabaş, Pamuk, Minnoş, Tekir.

4. Millet, boy, oymak adları büyük harfle başlar:

 Türk, Rus, Arap; Oğuz, Kırgız, Tatar; Karakeçili, Hacımusalı.

5. Dil ve lehçe adları büyük harfle başlar:

Türkçe, Almanca, İngilizce, Rusça,

6. Devlet adları büyük harfle başlar:

 Türkiye Cumhuriyeti, Amerika Birleşik Devletleri,

7. Din ve mezhep adları ile bunların mensuplarını bildiren sözler büyük harfle başlar:

 Müslümanlık, Müslüman; Hristiyanlık, Hristiyan; Musevilik, Hanefi; Katolik.

8. Din ve mitoloji ile ilgili özel adlar büyük harfle başlar:

Tanrı, Allah, Cebrail, Zeus, Oziris, Kibele.

        Ancak tanrı kelimesi özel ad olarak kullanılmadığında küçük harfle başlar:  

 Eski Yunan tanrıları.

        Bazı dinî terimlerin küçük harfle başlaması gelenekleş­miştir:

cennet, cehennem, uçmak, tamu, peygamber, sırat köprüsü.

9. Gezegen ve yıldız adları büyük harfle başlar:

 Merkür, Neptün, Plüton, Halley, Dünya,Güneş, Ay vb.

Dünya Güneş’in Ay da Dünya’nın etrafında dolaşır.

UYARI: Dünya, güneş, ay kelimeleri gezegen anlamı dışında kullanıldığında küçük harfle başlar.

Senin gittiğin ay dünyam karardı.

10. Yer adları (kıta, bölge, il, ilçe, köy, semt, cadde, sokak, semt vb.) büyük harfle başlar:

 Asya; İç Anadolu, Yakın Doğu; Ankara, Atatürk Bulvarı, Ziya Gökalp Caddesi; Balkiraz Sokağı,

UYARI: Doğu ve batı sözleri yön bildirdiğinde isimden önce gelirse büyük; sonra gelirse küçük olarak yazılır:

Doğu Anadolu> Anadolu’nun doğusu

Kuzey Ameraika > Amarika’nın kuzeyi

        Bu sözler düşünce, hayat tarzı, politika vb. anlamlar bildirdiğinde ise büyük olarak yazılır:

 Batı medeniyeti, Doğu mistisizmi vb.

Bu konuda Batı bizimle aynı düşüncede değil.

* Yer adlarında ilk isimden sonra gelen deniz, nehir, göl, dağ, boğaz vb. tür bildiren ikinci isimler büyük harfle başlar:  Ağrı Dağı, Aral Gölü, Çanakkale Boğazı, Dicle Irmağı, Ege Denizi, Erciyes Dağı, Fırat Nehri, Tuna Nehri, Van Gölü, Zigana Geçidi, Süveyş Kanalı.

UYARI: Özel ada dâhil olmayıp tamlama kuran şehir, il, ilçe, bucak, belde, köy vb. sözler küçük harfle başlar:  Erzurum ili, Pasinler ilçesi, Çullu köyü vb.

Mahalle, meydan, bulvar, cadde, sokak adlarında geçen mahalle, meydan, bulvar, cadde,  sokak kelimeleri büyük harfle başlar:  Gazi Osmanpaşa Mahallesi, Yıldız Mahallesi, Zafer Meydanı, Gazi Mustafa Kemal Bulvarı, Nene Hatun Caddesi, Cemal Nadir Sokağı,

UYARI: Yer bildiren özel isimlerde de kısaltmalı söyleyiş söz konusu olduğu zaman, kelime başında büyük harf kullanılır:       

  Hisar’dan, Boğaz’dan, Bulvar’dan.

11. Saray, köşk, han, kale, köprü, anıt vb. yapı adlarının bütün ke­limeleri büyük harfle başlar:

Topkapı Sarayı, Çankaya Köşkü, Horozlu Han, Alanya Kalesi, Galata Köprüsü, , Beyazıt Kulesi, Bilge Kağan Anıtı.

12. Kurum, kuruluş ve kurul adlarının her kelimesi büyük harfle başlar:

 Türkiye Büyük Millet Meclisi, Türk Dil Kurumu, Çankaya Lisesi; Anadolu Kulübü, Mavi Köşe Bakkaliyesi; Türk Ocağı, Yeşilay Derneği, Emek İnşaat; Bakanlar Kurulu, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü.

13. Kanun, tüzük, yönetmelik, yönerge, genelge adlarının her kelimesi büyük harfle başlar:

Medeni Kanun, Borçlar Hukuku (kanun), Atatürk Uluslararası Barış Ödülü Tüzüğü, Telif Hakkı Yayın ve Satış Yönetmeliği.

UYARI: Kurum, kuruluş, kurul, merkez, bakanlık, üniversite, fakülte, bölüm, kanun, tüzük, yönetmelik vb.ni bildiren kelimeler, belli bir kurum vb. kastedildiğinde büyük harfle baş­lar:

Bu yıl Meclis, yeni döneme erken başlayacaktır.

 Son aylarda Kurum, yazım konusunda yoğun bir çalışma içine girmiştir.

2876 sayılı Kanun bu yıl yeniden gözden geçiriliyor

        Bu madde Yönetmelik’in 4’üncü maddesine aykırı düşmektedir.

14. Kitap, dergi, gazete ve sanat eserlerinin (tablo, heykel, müzik) her kelimesi büyük harfle başlar:

Nutuk, Safahat, İstiklal Marşı, Kendi Gök Kubbemiz, Sinekli Bakkal; Türk Dili, Türk Kültürü, Varlık; Resmî Gazete, Milliyet, Türkiye, Yeni Yüzyıl, Yeni Asır; Saraydan Kız Kaçırma, Onuncu Yıl Marşı.

UYARI: Özel ada dâhil olmayan gazete, dergi, tablo vb. sözler büyük harfle başlamaz:

Milliyet gazetesi, Türk Dili dergisi, Halı Dokuyan Kızlar tab­losu.

UYARI: Büyük harflerin kullanıldığı yerlerde bulunan ve, ile, ya, veya, yahut, ki, da, de sözleriyle mı, mi, mu,

mü soru eki küçük harfle yazılır:

Mai ve Siyah, Leyla ile Mecnun, Turfanda mı, Turfa mı? Diyorlar ki, Dünyaya İkinci Geliş yahut Sır İçinde Esrar, Ya Devlet Başa ya Kuzgun Leşe, Ben de Yazdım.

        Ancak eser adının tamamı büyük harflerle yazılırsa bağlaçlar da büyük yazılır.

LEYLA İLE MECNUN

15. Millî ve dinî bayramlarla bayram niteliği kazanmış günlerin adları büyük harfle başlar:

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı,

 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı,

Ramazan Bayramı, Nevruz Bayramı, Anneler Günü, Öğretmenler Günü, 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü,

Kurultay, bilgi şöleni, açık oturum vb. toplantıların adlarında her kelime büyük harfle başlar:

 V. Uluslararası Türk Dili Kurultayı, Manas Bilgi Şöleni.

 16. Tarihî olay, çağ ve dönem adları büyük harfle başlar:    

Kurtuluş Savaşı, Millî Mücadele, Cilalı Taş Devri, İlk Çağ, Yükselme Devri, Millî Edebiyat Dönemi, Servetifünun Dönemi, Tanzimat Dönemi.

UYARI: Tarihî dönem bildirmeyip tür veya tarz bildiren terimler küçük harfle başlar:

divan şiiri, divan edebiyatı, halk şiiri, halk edebiyatı, eski Türk edebiyatı, Türk dili, Türk sanat müziği, Türk halk müziği, tekke edebiyatı.

17. Özel adlardan türetilen bütün kelimeler büyük harfle başlar:

Türklük, Türkçe, Avrupalı, Bursalı.

UYARI: Özel ad kendi anlamı dışında yeni bir anlam kazanmışsa büyük harfle başlamaz:

acem (Türk müziğinde bir perde),

 hicaz (Türk müzi­ğinde bir makam),

nihavent (Türk müziğinde bir makam), acemi (tecrübesiz),

 allahlık (saf, zararsız kimse),

donkişotluk (gereği yokken kahra­manlık göstermeye kalkışmak).

UYARI: Para birimleri büyük harfle başlamaz:

avro, dinar, dolar, lira, yeni kuruş, liret.

UYARI: Özel adlar yerine kullanılan "o" zamiri cümle içinde büyük harfle yazılmaz.

Mehmet Akif Ersoy, milli şairimizdir, onu unutmamak lazımdır.

UYARI: Müzikte kullanılan makam ve tür adları büyük harfle başlamaz:

acemaşiran, acembuselik, bayati, hicazkâr, türkü, varsağı,

18. Yer, millet ve kişi adlarıyla kurulan birleşik kelimelerde özel adlar büyük harfle başlar:

Antep fıstığı, Brüksel lahanası, Frenk gömleği, Hindistan cevizi, İngiliz anahtarı, Japon gülü,  Maraş dondurması, Van kedisi.

Ç. Belirli bir tarih bildiren ay ve gün adları büyük harfle başlar:

 29 Mayıs 1453 Salı günü,

Lale festivali 25 Haziranda başlayacak.

1919 senesi Mayısının 19’uncu günü Samsun’a çıktım.   

        Belirli bir tarihi belirtmeyen ay ve gün adları küçük harfle başlar:

Okullar genel­likle eylülün ikinci haftasında öğretime başlar.  

Yürütme Kurulu toplantı­larını perşembe günleri yaparız.

D. Levhalar ve açıklama yazıları büyük harfle başlar:

Giriş, Çıkış, Müdür, Vezne, Başkan, Doktor, Otobüs Durağı, Dolmuş Du­rağı, Şehirler Arası Telefon, III. Kat, IVSınıf, I. Blok.

E. Bilim dallarında kullanılan terimlerin büyük harfle yazılışı, ilgili dallardaki uygulamaya bağlıdır:

 Canis canis, Carduelis carduelis, Ardea alba, Populus alba, Prunus domestica, Pinus silvestris.

F. Kitap, bildiri, makale vb.nde ana başlıkta bulunan kelimelerin tamamı, alt başlıkta bulunan kelimelerin ise yalnızca ilk harfleri büyük olarak yazılır.

G. Kitap, dergi vb.nde bulunan resim, çizelge, tablo vb.nin altında yer alan açıklayıcı yazılar büyük harfle başlar.

  

BİRLEŞİK KELİMELERİN YAZILIŞI

Belirtisiz isim tamlamaları, sıfat tamlamaları, isnat grupları, birleşik fiiller, ikilemeler, kısaltma grupları ve kalıplaşmış  çe­kimli fiillerden oluşan ifadeler, yeni bir kavramı karşıladıklarında birleşik kelime olurlar:

 yer çekimi, hanımeli, ses bilgisi; beyaz peynir, açıkgöz, toplu iğne; eli açık, sırtı pek; söz etmek, zikretmek, hasta olmak,gelebilmek, yazadurmak, alıvermek; çoluk çocuk, çıtçıt, altüst; başüstüne, günaydın; sağ ol, ateşkes, külbastı.

Birleşik kelimeler belirli kurallar çerçevesinde bitişik veya ayrı olarak yazılır.

A. Bitişik Yazılan Birleşik Kelimeler

Birleşik kelimeler aşağıdaki durumlarda bitişik yazılırlar:

1. Ses düşmesine uğrayan birleşik kelimeler bitişik yazılır:

 kaynana (< kayın ana), kaynata (< kayın ata), nasıl (< ne asıl), niçin (< ne için),  pazartesi (< pazar ertesi), sütlaç (< sütlü aş), birbiri (< biri biri).

2. Et- ve ol- yardımcı fiilleriyle birleşirken ses düşmesine veya ses türemesine uğrayan birleşik kelimeler bitişik yazılır:

emretmek (<emir etmek), kaybolmak (<kayıp olmak); haletmek (<hal’ etmek=tahttan indirmek),  meno­lunmak (<men’ olunmak);affetmek (<af etmek), reddetmek (<ret etmek).

UYARI : Sadece söyleyişte tonlulaşma biçiminde ses değişmesine uğrayanlar ayrı yazılır:

azat etmek, hamt etmek, izaç etmek, iktisap et­mek. Bu örneklerde tonluluk (yumuşak ünsüzler) söyleyişte belirtilir.

3. Kelimelerden her ikisi veya ikincisi, birleşme sırasında benzetme yoluyla anlam değişmesine uğradığında

bu tür birleşik kelimeler bitişik yazılır.

a. Bitki adları: aslanağzı, keçiboynuzukuşburnu,

b. Hayvan adlarıdanaburnu (böcek), akbaş (kuş),

c. Hastalık adları: itdirseği (arpacık), delibaşkarabacak,

ç. Alet ve eşya adları: balıkgözü (halka), deveboynu (boru)

d. Biçim adlarıayıbacağı (yelken biçimi), balıksırtı (desen),

e. Yiyecek adlarıdilberdudağı (tatlı), hanımgöbeği (tatlı),

f. Oyun adlarıbeştaşdokuztaşüçtaş.

g. Gök cisimlerinin adlarıAltıkardeş (yıldız kü­mesi), Arıkovanı (yıldız kümesi), Büyükayı (yıldız kümesi),

ğ. Renk adlarıvişneçürüğü, balköpüğü, camgöbeği, yavruağzı

4. Kurallı Birleşik Fiiller :  -a, -e, -ı, -i, -u, -ü zarf-fiil ekleriyle bilmek, vermek, kalmak, durmak, gelmekgörmek ve yazmak fiilleriyle yapılan tasvirî fiiller bitişik yazılır: alabildiğine, düşünebilmek, uyuyakalmak; gidedurmak,; çıkagelmek, olagelmek,  düşeyazmak, gelivermek,, düşmeyegör,

5. Bir veya iki ögesi emir kipiyle kurulan kalıplaşmış birleşik keli­meler bitişik yazılır:

alaşağıalbeni, ateşkes, çalçene, gelberi, rastgele, sıkboğa; çekyat, kaçgöç, kapkaç, örtbas, veryansınyazboz tahtası.

6. -an/-en, -r/-ar/-er/-ır/-ir, -maz/-mez ve -mış/-miş sıfat-fiil eklerinin kalıplaşmasıyla oluşan birleşik kelimeler bitişik yazılır:

ağaçkakan, cankurtaran, çöpçatan, gökdelen, oyunbozan, saçkıran, 

barışsever, basınçölçer, bilgisayar, uçaksavar, yurtsever;

 kadirbilmez, kuşkonmaz, külyutmaz, tanrıtanımaz, varyemez;

çokbilmiş, güngörmüş.

 7. İkinci kelimesi -dı (-di / -du / -dü, -tı / -ti / -tu / -tü) kalıplaşmış belirli geçmiş zaman ekleriyle kurulan birleşik kelimeler bitişik yazılır:

albastı, çıtkırıldım, dalbastı, fırdöndü, gecekondu, hünkârbeğendi, imambayıldı külbastı, mirasyedi, papazkaçtı, serdengeçti, şıpsevdi,

8. Her iki kelimesi de -dı (-di / -du / -dü, -tı / -ti / -tu / -tü) belirli geçmiş zaman veya -r /-ar /-er geniş zaman eklerini almış ve kalıplaşmış bulunan birleşik kelimeler bitişik yazı­lır:

dedikodu, kaptıkaçtı, oldubitti, uçtuuçtu (oyun);, biçerdö­ver, göçerkonar, kazaratar, konargöçer, okuryazar, uyurgezer, yanardö­ner,

Aynı yapıda olan çakaralmaz kelimesi de bitişik yazılır.

9. Somut olarak yer bildirmeyen alt, üst ve üzeri sözlerinin sona getirilmesiyle kurulan birleşik kelimeler bitişik yazılır:

ayakaltı, bilinçaltı, gözaltı (gözetim), şuuraltı; akşamüstü, akşamüzeri,

ayaküstü, ayaküzeri, bayra­müstü, gerçeküstü,

ikindiüstü, olağanüstü, öğleüstü, öğleüzeri, suçüstü, yüzüstü.

10. İki veya daha çok kelimenin birleşmesinden oluşmuş kişi adları, soyadları ve lakaplar bitişik yazılır:

 Alper, Aydoğdu, Birol, Gülnihal, Gülseren, Şenol, Varol; Abasıyanık, Adıvar, Atatürk, Gökalp, Güntekin, İnönü, Tanpınar, Yurdakul; Boynueğri Mehmet Paşa, Tepedelenli Ali Paşa, Yirmisekiz Çelebi Mehmet, Yedisekiz Hasan Paşa.

11. İki veya daha çok kelimeden oluşmuş Türkçe yer adları bitişik yazılır:

 Çanakkale, Kahramanmaraş, Afyonkarahisar, Şanlıurfa, Gümüşhane; Acıpayam, Pınarbaşı, Şebinkarahisar; Beşiktaş, Kabataş.

        Şehir, kent, köy, mahalle, dağ, tepe, deniz, göl, ırmak, su vb. kelime­lerle

kurulmuş sıfat tamlaması ve belirtisiz isim tamlaması kalıbındaki yer adları bitişik yazılır:

 Akşehir, Eskişehir, Suşehri,; Atakent, Batıkent, Konutkent, Korukent, Çengelköy, Sarıyer, Yenimahalle; Karabağ, Uludağ; Kocatepe, Tınaztepe; Akdeniz; Acıgöl; Kızılırmak, Yeşilırmak; İncesu, Karasu, Akçay.

12. Kişi adları ve unvanlarından oluşmuş mahalle, meydan, köy vb. yer ve kuruluş adlarında unvan kelimesi sonda ise, gelenekleşmiş olarak bitişik yazılır:

Abidinpaşa, Bayrampaşa, Davutpaşa, Ertuğrulgazi, Kemalpaşa (ilçesi); Necatibey (Caddesi),

13. Ara yönleri belirten kelimeler bitişik yazılır:

güneybatı, güney­doğu, kuzeybatı, kuzeydoğu.

        14. Bunlardan başka dilimizde her iki ögesi de asıl anlamını koru­duğu hâlde yaygın bir biçimde gelenekleşmiş olarak bitişik yazılan keli­meler de vardır:

a. Baş sözüyle oluşturulan sıfat tamlamaları:

başağırlık, başbakan, başçavuş, başeser, başfiyat, başhekim, başhemşire, başkahraman, başka­rakter, başkent, başkomutan, başköşe, başmüfettiş, başöğretmen, baş­parmak, başpehlivan, başrol, başsavcı, başşehir, başyazar.

b. Bir topluluğun yöneticisi anlamındaki başı sözüyle oluşturulan belirtisiz isim tamlamaları:

aşçıbaşı, binbaşı, çeribaşı, ele­başı, mehterbaşı, ustabaşı,

c. Oğlu, kızı sözleri: çapanoğlu, eloğlu, hinoğluhin, elkızı.

ç. Ağa, bey, efendi, hanım, nine vb. sözlerle kurulan birleşik kelime­ler:

ağababa, ağabey, beyefendi, efendibaba, hanımanne, hanımefendi, hacıağa, hıyarağalık, kadınnine, paşababa.

d. Biraz, birkaç, birkaçı, birtakım, birçok, birçoğu, hiçbir, hiç­biri, herhangi belirsizlik sıfat ve zamirleri de gelenekleşmiş olarak biti­şik yazılır.

15. Ev kelimesiyle kurulan birleşik kelimeler bitişik ya­zılır: aşevi, bakımevi, basımevi, doğumevi, gözlemevi, huzurevi, ko­nukevi, orduevi, öğretmenevi, polisevi, yayınevi.

16. Hane, name, zade kelimeleriyle oluşturulan birleşik kelime­ler bitişik yazılır:

çayhane, dershane, kahvehane, yazıhane; beyanname, kanunname, se­yahatname, siyasetname; amcazade, dayızade,

        UYARI:Eczahane, hastahane, pastahane, postahane sözleri kullanımdaki yaygınlık dolayısıyla eczane, hastane, pastane, postane biçiminde yazılmaktadır.

17. Farsça kurala göre oluşturulan isim ve sıfat tamlamaları ile ka­lıplaşmış biçimler bitişik yazılır:

darıdünya, ehli­beyit,   ehvenişer, erkânıharp, gayrimenkul, gayrimeşru, hüsnükuruntu, hüsnüniyet, suikast, hamdüsena, hercümerç.

18. Arapça kurala göre oluşturulan tamlamalar ve kalıplaşmış biçimler bitişik yazılır:

aliyyülâlâ, darülaceze, darülfünun, daüssıla, fevkalade, fevkalbeşer, hıfzıssıhha, hüvelbaki, şey­hülislam, tahteşşuur; cihanşümul, aleykümselam, Allahualem, bismillah, fenafillah, fisebilillah, hafazanallah, inşallah, maşallah, velhasıl, velhasılıkelam.

19. Müzik makam adları bitişik yazılır:

acembuselik, hisarbuselik, muhayyerkürdi.

Bir sıfatla oluşturulan usul adlarında sıfat ayrı yazılır:

ağır aksak, yürük aksak, yürük semai.

20. Kanunda bitişik geçen veya bitişik olarak tescil ettirilmiş olan kuruluş adları bitişik yazılır:

 İçişleri, Dışişleri, Genelkurmay, Yükseköğretim.

 

B. Ayrı Yazılan Birleşik Kelimeler

 

1. Etmek, edilmek, eylemek, kılmak, kılınmak, olmak, olunmak yar­dımcı fiilleriyle kurulan birleşik fiiller herhangi bir ses düşme­sine veya türemesine uğramazsa ayrı yazılır:

 alt etmek, arz etmek, azat etmek, boş olmak, dans etmek, el etmek, göç etmek, ilan etmek, kabul etmek, kul etmek, kul olmak, not etmek, oyun etmek, sağ olmak, söz etmek, terk etmek, fark etmek var ol­mak, yok etmek, yok olmak.

2. Birleşme sırasında kelimelerinden hiçbiri veya ikinci kelimesi anlam değişikliğine uğ­ramayan birleşik kelimeler ayrı yazılır.

a. Hayvan türlerinden birinin adıyla kurulanlar:

ada balığı, ateş balığı, dil balığı,, kedi balığı, kılıç balığı, köpek balığı, ton balığı,  yılan balığı; acı balık, bıyıklı balık, dikenli balık.ardıç kuşu, çalı kuşu, deve kuşu, muhabbet kuşu, saka kuşu, alıcı kuş, boğmaklı kuş, makaralı kuş.ağustos böceği, ateş böceği, cırcır böceği, hamam böceği, ipek böceği, uçuç böceği, uğur böceği;  çalgıcı böcek, sümüklü böcek. at sineği, et sineği, meyve sineği, sığır sineği,  uyuz sineği. deniz yılanı, su yılanı; Ankara keçisi, dağ keçisi, yaban keçisi; tarla faresi; tarla sıçanı; Beç tavuğu, dağ tavuğu; Amerika tavşanı, yaban tav­şanı; şeytan örümceği; bal arısı, Pekin ördeği, yaban ördeği; Ankara kedisi, Van kedisi; Afrika domuzu, yaban domuzu.

 

b. Bitki türlerinden birinin adıyla kurulanlar:

ayrık otu, beşparmak otu, çörek otu, güzelavrat otu, ateş çiçeği, çuha çiçeği, güzelhatun çiçeği, ipek çiçeği, küpe.  avize ağacı, ban ağacı, kâğıt ağacı, mantar ağacı, altın kökü, boya kökü, meyan kökü; ek kök, saçak kök,  yer elması, deve dikeni; kuş üzümü; çakal armudu; at kestanesi, kuzu kestanesi; can eriği; kuzu mantarı, yer mantarı; su ka­mışı, şeker kamışı; dağ nanesi, Japon gülü; Antep fıstığı, çam fıstığı; sırık fasulyesi, soya fasulyesi; Amerika bademi, Afrika menek­şesi, deniz menekşesi; kuzu sarmaşığı; Hint inciri, kavak inciri;  kayısı ku­rusu; su sarımsağı, şeker pancarı. kuru fasulye, kuru incir, kuru soğan, kuru üzüm.

UYARI : Çiçek dışında anlamlar taşıyan baklaçiçeği (renk), narçi­çeği (renk), suçiçeği (hastalık); ot dışında anlamlar  taşıyan ağızotu (barut), sıçanotu (arsenik); ses düşmesine uğramış olan çöreotu ve yay­gın bir biçimde gelenekleşmiş olan semizotudereotu bitişik yazılır.

c. Nesne, eşya ve alet adlarından biriyle kurulan birleşik kelimeler:

alçı taşı, bileği taşı, çakmak taşı, damla taşı, Hacıbektaş taşı, ki­reç taşı, lüle taşı, Oltu taşı, sünger taşı, yılan taşı; buzul taş, damla taş, dikili taş, kayağan taş, yaprak taş. Arap sabunu; yel değirmeni; oturma odası; duvar saati, masa takvimi; yemek masası; masa ör­tüsü, el kitabı, İngiliz anahtarı, alt geçit, tüp geçit, üst geçit, çekme demir, çekme kat, dolma kalem, dönme dolap, kesme kaya, toplu iğne, vurmalı çalgılar, vurmalı sazlar, yapma çiçek. afyon ruhu, katran ruhu, lokman ruhu, nane ruhu, tuz ruhu.

ç. Yol ve ulaşımla ilgili birleşik kelimeler:

Arnavut kaldırımı; çevre yolu, deniz yolu, hava yolu, kara yolu,

d. Durum, olgu ve olay bildiren sözlerden biriyle kurulan birleşik ke­limeler:

açık oturum, açık öğretim, ana dili, ay tutulması, baş ağrısı, baş belası, baş dönmesi, dil birliği, din birliği, güç birliği, iş bölümü, madde başı, ses uyumu, yer çekimi.

e. Bilim ve bilgi sözleriyle kurulan birleşik kelimeler:

 dil bilimi, edebiyat bilimi, gök bilimi, halk bilimi, ruh bilimi, toplum bilimi, yer bilimi; dil bilgisi, ses bil­gisi, şekil bilgisi.

f. Yuvar ve küre sözleriyle kurulan birleşik kelimeler:

göz yuvarı, renk yuvarı; hava küre, taş küre, yarım küre.

g. Yiyecek, içecek adlarından biriyle kurulan birleşik kelimeler:

 bohça böreği, su böreği, ba­dem yağı, çiçek yağı, kuyruk yağı; arpa suyu, kaşar peyniri, beyaz peynir; tas kebabı, Urfa kebabı; ezogelin çorbası, kâğıt helvası, koz helva; acı badem kurabiyesi; Kemalpaşa tatlısı, peynir tatlısı, yoğurt tatlısı; ba­dem şekeri,  çubuk makarna, yüksük makarna üzümlü kek; çiğ köfte, içli köfte; dolma biber, kesme şeker, süzme yoğurt, yarma şeftali; kuru yemiş.

ğ. Gök cisimleri: Çoban Yıldızı, Kervan Yıldızı, Kutup Yıldızı, kuy­ruklu yıldız; gök taşı, hava taşı, meteor taşı.

h. Organ veya organ yerine geçen sözlerden biriyle kurulan birleşik kelimeler:

patlak göz, süzgün göz; aşık kemiği, bel kemiği, serçe parmak, şehadet par­mağı, azı dişi, süt dişi; safra kesesi; çatma kaş, takma diş, ekşi surat, karga burun, kepçe kulak, demir yumruk,

ı. Benzetme yoluyla insanın bir niteliğini anlatmak üzere bitki, hay­van ve nesne adlarıyla kurulan birleşik kelimelerçetin ceviz, çöpsüz üzüm; eski kurt, sarı çıyan, sağmal inek; ağır top, eksik etek, eski toprak, eski tüfek, kara maşa, sapsız balta.

i. Zamanla ilgili birleşik kelimeler:

bağ bozumu, gece yarısı, gün or­tası, hafta başı, hafta sonu.

3. -r / -ar / -er, -maz / -mez ve -an / -en sıfat-fiil ekleriyle kurulan sıfat tam­laması yapısındaki birleşik kelimeler ayrı yazılır:

bakar kör, çalar saat, çıkar yol, döner sermaye, güler yüz, koşar adım, yazar kasa, yeter sayı; çıkmaz sokak, görünmez kaza, tükenmez kalem; akan yıldız, uçan daire.

4. Renk sözü veya renklerden birinin adıyla kurulmuş isim tamla­ması yapısındaki renk adları ayrı yazılır:

 duman rengi, gümüş rengi, portakal rengi, saman rengi; ateş kırmızısı, boncuk mavisi, çivit mavisi, limon sa­rısı, safra yeşili,

5. Rengin tonunu belirtmek üzere renkten önce kullanılan sıfatlar ayrı yazılır:

 açık mavi, kara sarı, kirli sarı, koyu mavi, koyu yeşil.

6. Yer adlarında kullanılan batı, doğu, güney, kuzey, güneybatı, güneydoğu, kuzeybatı, kuzeydoğu, aşağı, orta, yukarı, iç, yakın, uzak kelimeleri ayrı yazılır:

Doğu Anadolu, Batı Trakya, Orta Anadolu, Kuzey Amerika, Güney Amerika, Orta Asya, Orta Doğu, Yakın Doğu, Uzak Doğu, Güneybatı Anadolu, İç Asya, İç Anadolu, Aşağı Ayrancı,

7. Kişi adlarından oluşmuş mahalle, bulvar, cadde, sokak, ilçe, köy vb. yer ve kuruluş adlarında sondaki unvanlar hariç, şahıs adları ayrı yazılır:

Yunus Emre Mahallesi; Gazi Mustafa Kemal Bulvarı; Nene Hatun Caddesi; Fevzi Çakmak Sokağı, Koca Mustafapaşa; Kâzım Karabekir Eğitim Fakültesi, Sultan Ahmet Camii, Sütçü İmam Üniversitesi.

8. Dış, iç, öte, sıra sözleriyle oluşturulan bir­leşik kelime ve terimler ayrı yazılır:

ahlak dışı, çağ dışı, din dışı, kanun dışı, olağan dışı, yasa dışı; ceviz içi, hafta içi, yurt içi; fizik ötesi,

kızıl ötesi, mor ötesi, sınır ötesi; aklı sıra, ardı sıra, peşi sıra, yanı sıra.

9. Somut olarak yer belirten alt ve üst sözleriyle oluşturulan birleşik kelime ve terimler ayrı yazılır:

deri altı, su altı, toprak altı, yer altı (yüzey); arka üstü, baş üstü, böbrek üstü bezi, tepe üstü (trafikte).

10. Alt, üst, ana, ön, art, arka, yan, karşı, iç, dış, orta, büyük, küçük, sağ, sol, peşin, bir, iki, tek, çok, çift sözlerinin başa getirilmesiyle oluştu­rulan birleşik kelime ve terimler ayrı yazılır:

alt yazı; üst kat; ana bilim dalı, ana dili; ön söz, ön yargı; art damak, art niyet; arka teker; yan cümle, yan etki; karşı görüş, karşı oy; iç sa­vaş, iç tüzük; dış borç, dış hat; orta kulak, orta oyunu; büyük anne, büyük baba; küçük harf, küçük parmak; sağ açık, sağ bek; sol açık, sol bek; peşin fikir,

DEYİMLERİN YAZILIŞI

Deyimler ayrı yazılır:

Bence akıntıya kürek çekiyorsun.

Yine çam devirdin, haberin olsun.

İKİLEMELERİN YAZILIŞI

İkilemeler ayrı yazılır ve arasına virgül konmaz:

adım adım, akın akın bata çıka, çoluk çocuk, düşe kalka, eciş bücüş, eğri büğrü, enine bo­yuna, eski püskü, ev bark, konu komşu, pılı pırtı, salkım saçak, sere serpe, soy sop, süklüm püklüm, yana yakıla, yarım yamalak.

*m ile yapılmış ikilemeler de ayrı yazılır:

 at mat, çocuk mocuk, dolap molap, kapı mapı, kitap mitap.

*İsim durum ekleri ve iyelik ekiyle yapılan ikilemeler de ayrı yazılır:

 baş başa, diz dize, el ele, göz göze, iç içe, omuz omuza, yan yana; baştan başa, daldan dala, elden ele, günden güne, içten içe, yıldan yıla; başa baş, bire bir(ölçü), dişe diş, göze göz, teke tek; ardı ardına, boşu boşuna, günü gününe, peşi peşine, ucu ucuna. 

 

ALINTI KELİMELERİN YAZILIŞI

Yabancı kökenli kelimelerin yazılışlarıyla ilgili bazı noktalar aşa­ğıda gösterilmiştir:

1. İki ünsüzle başlayan batı kökenli alıntılar, ünsüzler arasına ünlü konmadan yazılır:

 francala, gram, gramer, gramofon, grup, kral, kredi, kritik, plan, pratik, problem, profesör, program, proje, propaganda, pro­tein, prova, slogan, spiker, spor, staj, stil, stüdyo, trafik, tren, triptik.

*Bu tür birkaç alıntıda, söz başında veya iki ünsüz arasında bir ünlü türemiştir.

Bu ünlü söylenişte de yazılışta da gösterilir:

 iskar­pin, iskele, iskelet, istasyon, istatistik, kulüp.

2. İçinde yan yana iki veya daha fazla ünsüz bulunan batı kökenli alıntılar, ünsüzler arasına ünlü konmadan yazılıralafranga, apartman, biyografi, elektrik, gangster, kilogram, orkestra, paragraf, program, tel­graf.

3. İki ünsüzle biten batı kökenli alıntılar, ünsüzler arasına ünlü konmadan yazılır:

film, form, lüks, modern, natürmort, psikiyatr, seks, slayt, teyp.

4. Batı kökenli alıntıların içindeki ve sonundaki g ünsüzleri olduğu gibi korunur:

 biyografi, diyagram, dogma, magma, monografi, paragraf, program; arkeolog,

demagog, diyalog, filolog, jeolog, katalog, monolog, psikolog, ürolog.

        Ancak coğrafya, fotoğraf ve topoğraf kelimelerinde g’ler, ğ’ye döner.

* * *

Aşağıdaki durumlarda batı kökenli kelimeler, özgün biçimleri ile ya­zılırlar:

1. Bilim, sanat ve uzmanlık dallarında kullanılan bazı terimlerandante (müzik),

cuprum (kimya), deseptyl (eczacılık), quercus, terminus technicus (teknik terim).

2. Latin yazı sistemini kullanan dillerden alınma deyim ve sözlerVeni, vidi, vici (Geldim, gördüm, yendim.);

conditio sine qua non (Olmazsa olmaz.); eppur si muove (Dünya her şeye rağmen dönüyor.); to be or not to be (olmak veya olmamak); l’art pour l’art (Sanat sanat içindir.); l’Etat c’est moi (Devlet benim.); traduttore traditore (Çevirmen haindir.); persona non grata (istenmeyen kişi). To be or not to be                                         

 

YABANCI ÖZEL ADLARIN YAZILIŞI

 

Arapça ve Farsça Adların Yazılışı

Arap ve Fars kökenli kişi ve yer adları Türkçenin ses ve yapı özelliklerine göre yazılır:

Ahmet, Bedrettin, Fuat, Mehmet, Necmettin, Ömer, Rıza, Saadettin; Cezayir, Fas, Filistin, Mısır, Suudi Arabistan; Bağdat, Cidde, Erdebil, Halep, İsfahan, İskenderiye, Medine, Mekke, Şam, Şiraz, Tahran, Tebriz, Trablusgarp.

Latin Yazı Sistemini Kullanan Dillerdeki Adların Yazılışı

1. Latin yazı sistemini kullanan dillerdeki özel adlar özgün biçimleriyle yazılır:

Beethoven, Byron, Cervantes, Chopin, Eminescu, Grimm, Horatius, Molière, Rousseau, Shakespeare; Buenos Aires, Iorga, Ile-de-France, Karlovy Vary, Latium, Loire, Mann, New York, Nice, Rio de Janerio, Vaasa, Wuppertal

Ancak Batı dillerinde kullanılan adların okunuşları ayraç içinde gösterilebilir: Shakespeare (Şekspir) vb.

        Bu eklere gelen kesme işareti okunuşa göre getirilir.

Moliere’i okuyorum. (Molyer’i okuyorum)

Yabancı özel adlardan türetilmiş akım adları Türkçe söylenişlerine göre yazılır:

Dekartçılık, Epikürcülük, Kalvenci, Kalvencilik, Kalvenizm, Kartezyenizm, Lüterci, Lütercilik, Marksçılık, Marksist, Marksizm.

2. Batı kökenli kişi ve yer adlarının bir bölümü eskiden beri dili­mizde yerleştiği biçimiyle yazılır:

Napolyon, Şarlken, Şarl (Demirbaş Şarl); Atina, Cenevre, Londra, Marsilya, Münih, Paris, Roma, Selanik, Viyana, Zürih; Hollanda, Letonya, Lüksemburg.

3. Ait olduğu dilde ayrı yazılan yer adları Türkçede de ayrı yazılır:

 Buenos Aires, Freiburg im Breisgau, Hyde Park, Mont Blanc, New Orleans, New York, Rio de Janeiro, San Marino, Wiener Neustadt, Titov Veles.

Yunanca Adların Yazılışı

Yunanca adlar yazılırken Yunan harflerinin ses değerlerini karşılayan Türk harfleri kullanılır:

 Homeros, Herodotos, Euripides, Pindaros, Solon, Sokrates, Aristoteles, Platon, Venizelos, Karamanlis, Papandreu, Onasis.

        Ancak Herodotos, Sokrates, Aristoteles, Platon, Pythagoras, Eukleides adları dilimizde yaygın olarak Herodot, Sokrat, Aristo, Eflatun, Pisagor, Öklid biçimlerinde yerleşmiştir.

Rusça Adların Yazılışı

Rusça özel adlarda Rus harflerinin ses değerlerini karşılayan Türk harfleri kullanılır:

Bolşevik, Brejnev, Çaykovski, Çehov, Dostoyevski, Gogol, Gorbaçov, İlminskiy, İlyiç, Katayev, Klyaştornıy, Mendeleyev, Prokofyev, Puşkin, Şolohov, Tolstoy, Yeltsin; Moskova, Omsk, Orenburg, Petersburg, Volga, Yenisey.

Çince ve Japonca Adların Yazılışı

1. Çince adlar, Türkçede yerleşmiş biçimlerine göre yazılır: Honan, Huangho, Kanton, Nankin, Pekin, Şanghay, Vuhan.

Çincede soyadları küçük adlardan önce gelir. Soyadları çoklukla tek hecelidir, küçük adlar ise bir veya iki heceden oluşur. Bu adlar büyük harfle başlar; heceler arasına çizgi konur:

 Sun Yat-sen, Lin Yu-tang. Yalnız Konfüçyüs gibi yaygınlık kazanmış adlar bitişik yazılır.

2. Japon yer ve kişi adları da Türkçede yerleşmiş biçimlerine göre yazılır:

 Tokyo, Hiroşima, Nagazaki, Osaka, Hokkaydo, Kyoto; Hirohito, , Kayako Hayashi, Sbuishi Kato, Masao Mori.

 

TÜRK DEVLET VE TOPLULUKLARINDAKİ

ÖZEL ADLARIN YAZILIŞI

Türk devlet ve topluluklarındaki özel adlar Türkçede yerleşmiş söyleniş biçimlerine göre yazılır:

Azerbaycan, Özbekistan; Taşkent, Semerkant, Bakü, Bişkek; Abdullah Tukay, Abdürrauf Fıtrat, Bahtiyar Vahapzade, Baykonur, Cafer Cebbarlı, Cemal Kemal, Cengiz Aytmatov, İslam Kerimov

…………………………………………………………………………………………………………………………………………………….

 

Hazırlayan:

Selahattin ÇETİN

Türk Dili ve Edebiyatı  öğretmeni