BATI
ETKİSİNDE GELİŞEN TÜRK EDEBİYATI
TANZİMAT EDEBİYATI
Hazırlık Dönemi
Tanzimat edebiyatının hazırlık döneminde ve
öncesinde gerçekleşen önemli yenilikler şunlardır:
*İlk resmi gazete olan Takvim-i Vekayi’nin çıkarılması(1831)
*İlk yarı resmi gazete olan Ceride-i Havadis’in çıkarılması(1840)
*Şinasi,
Ethem Pertev Paşa gibi sanatçıların Fransız
şiirinden yaptıkları çeviriler(1858)
*Hayrullah Efendi’nin “Hikaye-i İbrahim
Paşa be-ibrahim-i Gülşeni” adlı oyun
denemesi(1844)
*Yusuf Kamil Paşa’nın Fransız yazarı Fenelon’dan 1856’da yaptığı ilk roman çevirisi.
**Tanzimat
Edebiyatı, 1860’ta Agâh Efendi ile Şinasi’nin çıkardığı Tercüman-ı Ahval gazetesiyle başlar: Bu edebiyatın asıl kurucuları Şinasi, Namık Kemal ve Ziya Paşa’dır.
I. DÖNEM TANZİMAT EDEBİYATI
(1860-1876)Önemli temsilcileri: İbrahim Şinasi, Ahmet
Midhat Efendi, Namık Kemal, Ahmet Vefik Paşa, Ziya Paşa, Şemsettin Sami.
Özellikleri
1.
Edebiyat halk eğitiminde bir araçtır. Toplum için sanat anlayışı vardır. Bu
yüzden sade bir dille yazmak amaçlanmış, ancak başarı gösterilememiştir.
2. Roman, öykü, makale, fıkra, eleştiri, tiyatro, gazete…gibi türler ilk kez edebiyatımıza girmiştir.
3. Edebiyata hak, adalet, eşitlik, özgürlük
gibi kavramlar ilk kez girmiştir.
4. Eserler taklit olduğu için
teknik yönden zayıftır.
5.
Divan şiirinin nazım biçimleri aynen kullanılmış, fakat şiirin içeriği
değişmiştir.
6. Genelde aruz ölçüsü
kullanılmış, ancak hece ölçüsü de denenmiştir. (Ziya Paşa, Namık Kemal, Ahmet Vefik
Paşa, A. Hamit Tahran, Recaizade Ekrem hece
ölçüsünü denemiştir. )
7.
Şinasi ve A. Vefik Paşa Klasisizmden;
Namık Kemal, Ahmet Mithat Efendi ve Şemsettin Sami ise Romantizmden etkilenmişlerdir.
Fransız Edebiyatı örnek alınmıştır.
II.DÖNEM TANZİMAT
EDEBİYATI (1876-1895)
Recaizade Mahmut Ekrem: Araba Sevdası
Nabizade Nazım: Karabibik
A. Hamit Tahran: Sahra, Makber
Samipaşazade Sezai: Sergüzeşt
Muallim Naci: Ateş-pâre, Şerâre,
Demdeme, Ömer’in Çocukluğu…
Direktör Âli Bey: Ayyar
Hamza…
1.
Siyasal baskı sebebiyle topluma dönük sanat yapamamışlar, ”sanat için sanat”anlayışını benimsemişlerdir. Bu yüzden sade dil
anlayışı terk edilmiş, dil ağırlaşmış, sanatlı söyleyişe önem verilmiştir.
2. Tiyatro eserlerini oynanmak için değil, okunmak için yazılmıştır.
3. Divan şiiri nazım biçimleri terk edilmeye başlanmış, Batılı biçimlerin
ilk örnekleri verilmiştir.
4. Aruz ölçüsünün kullanımı sürdürülmüş, Abdülhak Hamit Tahran bazı
tiyatrolarında hece ölçüsünü denemiştir.
5. Roman ve öykü tekniği daha gelişmiş, Batı ölçülerine uygun eserler
verilmeye başlanmıştır.
6.
Şiirin konusu genişletilmiştir. Felsefi
düşünceler şiire konu olmuştur.
7.
Gazetecilik eski işlevini yitirmiştir.
8.
Bu dönemin şiiri Servet-i Fünun şiirine örnek olmuştur.
9.
A. Hamit, romantizmden; Samipaşazade Sezai, Recaizade Mahmut Ekrem, realizmden, Nabizade
Nazım ise Natüralizmden etkilenmişlerdir.
10. Muallim Naci, bu dönemde yaşayıp Divan edebiyatını savunan tek
önemli sanatçıdır.
11. 1. Dönem şairleri Divan edebiyatını eleştirerek yıkmaya çalışmışlardır. II. Dönem şairleri ise şiiri sanat
açısından ele alıp estetiğe önem vermişlerdir.
12. Şiirdeki değişmenin temelini Şinasi
atmıştır. Şinasi, yazdığı kasidelerde klasik kasidenin biçimsel özelliklerin
dikkate almamıştır.
13.
Şiirde konu bütünlüğü esas alınmış, beyitler arasında anlam bütünlüğü
sağlanmıştır.
14. Yeni Türk şiirinde doğa betimlemesinin ilk örnekleri verilmiş; A. Hamit Tarhan ilk pastoral şiirleri
yazmıştır.
ROMAN VE ÖYKÜ
. Romanda
konular günlük yaşamdan ya da tarihten alınmıştır. Duygusal ve acıklı konular
ön plandadır. Kişiler tek yönlü ela alınmış, sanatçılar kişiliklerini
eserlerine yansıtmışlardır. Kahramanlar İstanbul’un aydın çevrelerinden
seçilmiştir. İlk kez Nabizade Nazım,
ilk gerçeğine eğilmiş, Anadolu insanının sorunlarını ele almıştır. (Karabibik)
Şemsettin Sami: ilk
yerli romanı yazar: Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat.
İlk öykü örnekleri: Letaif-i
Rivayat: Ahmet Mithat Efendi. Samipaşazade Sezai’nin yazdığı “Küçük Şeyler” adlı öykü kitabı Batı ölçülerine daha uygundur.
İlk edebi romanımız: Namık Kemal:
İntibah.
İlk tarihi romanımız: Cezmi: Namık
Kemal. Realist akıma uygun ilk eser: Recaizade
Mahmut Ekrem: Araba Sevdası.
TİYATRO
Şinasi ilk yerli oyunu yazmıştır: Şair
Evlenmesi. (1860)A. Vefik Paşa, Moliere’den yaptığı
çevirilerle tanınmıştır.
Namık Kemal ve A. Hamit
Tarhan, tiyatro türünde en çok eser veren yazarlardır. Namık Kemal, tiyatroyu
eğlencelerin en faydalısı olarak görmüş, halkı eğitmenin önemli bir aracı
saymıştır. A. Hamid, , oynanmak için
değil, oynanmak için yazmıştır. Âli Bey
de tiyatroya hizmet edenlerdendir.
ELEŞTİRİ
Eleştiri
türünün öncüleri Ziya Paşa ve Namık Kemal’dir. Ziya Paşa: Şiir ve
İnşa(Divan edebiyatını kötüler)”Harabat
Mukaddimesi”nde halk edebiyatını kötüler, Divan edebiyatını yüceltir.
N. Kemal: Ziya Paşa’nın Divan edebiyatıyla ilgili görüşlerini “Tahrib-i Harabat” ve “Takip” adlı eserlerinde eleştirir; Divan
edebiyatına karşı çıkar.
Recaizade Mahmut Ekrem: Talim-i Edebiyat. , Zemzeme, Takdir-i Elhan.
Muallim Naci: Demdeme.
Muallim
Naci ile Recaizade arasındaki eski-yeni
kavgası meşhurdur.
GAZETECİLİK
İlk resmi gazete: Takvim-i Vekayi’dir(1831)
Ceride-i
Havadis yarı resmi bir gazetedir. (W. Churchill
tarafından çıkarılmıştır)
İlk özel gazete: Şinasi-Agâh Efendi: Tercüman-ı Ahval. (1860)Şinasi tek başına Tasvir-i Efkar’ı çıkarmış, bu gazetenin yönetimini bir süre sonra
Namık Kemal üstlenmiştir.
Muhbir, Hürriyet, Basiret, İbret, Devir diğer gazetelerdir.
SERVETİFÜNUN EDEBİYATI (EDEBİYAT-I
CEDİDE)
ServetiFünun (Fenlerin/Bilimlerin zenginliği) adlı derginin
etrafında toplanan yazarların oluşturduğu bir edebiyattır. Edebiyatımız tamamen
Batıya yönelir. Bu açıdan S. Fünun edebiyatı bir başlangıçtır.
II:
Abdülhamit’in iktidar olduğu yıllarda ürün vermiştir. 1901’de Hüseyin Cahit Yalçın, Fransızcadan çevirdiği “Edebiyat
ve Hukuk” makalesini Servetifünun’da yayımlar. Bunun üzerine dergi
kapatılır; topluluk dağılır.
Temsilcileri: Tevfik Fikret, Cenap Şehabettin, Halit Ziya, Mehmet
Rauf, Hüseyin Cahit, Celal Sahir, Ahmet Hikmet Müftüoğlu, Süleyman Nazif, Hüseyin
Suat, Hüseyin Siret, Faik Ali.
Uyarı: Bu topluluğa katılmayan, bağımsız kalan sanatçılar: Hüseyin Rahmi, Ahmet
Rasim.
ORTAK ÖZELLİKLER
1. Hemen hepsi Batı kültürüyle yetişmiş sanatçılardır; birkaç dil bilirler.
2. Fransız edebiyatını yakından izlediler. Fransız edebiyatının ve Batılı
akımların etkileri görülür.
3. Divan edebiyatını-aruz ölçüsü
dışında- tamamen reddettiler. . Doğu kültürünü iyi bilmezler ve Divan şiirinden
hoşlanmazlar.
4. ”Sanat için sanat”. Bireysel sorunları dile getirdiler.
5.
II: Abdülhamit’ten ve dönemi siyasal
koşullarından nefret ederler.
ŞİİR
1.
Şiirin konusu iyice genişlettiler.
2.
Aruz ölçüsü kullanılmış, hece küçümsenmiştir. Tevfik Fikret heceyi denemiştir.
Aruz ölçüsü Türkçeye başarıyla uygulandı.
3.
Şiir nesre yaklaştırılmıştır.
4.
Divan şiiri nazım biçimleri tamamen bırakılmış, müstezat serbestleştirilmiştir.
(Sone
terze-rima ilk kez kullanılmıştır.
5.
Bütün güzelliğine önem verildi.
6.
Divan ve Tanzimat edebiyatındaki “göz
için kafiye” anlayışı yıkılmış; ”kulak
için kafiye” görüşü benimsenmiştir.
7. Dil, çok ağır ve sanatlıdır
8. Edebiyatımızda ilk kez “mensur
şiir” örnekleri bu dönemde verilmiştir.
(Halit Ziya)
9. Parnasizm ve sembolizm akımları etkili olur
ÖYKÜ VE ROMAN
Çağdaş Fransız edebiyatı örnek alındı. Realizm ve natüralizmin etkileri vardır. İstanbul’un
aydın çevreleri ile saray ve konak yaşamı konu edinilmiştir. İçinde yaşadıkları
çevreyi anlatmışlardır. ”Ev içi” ile
ilgilenmişlerdir. Öykülerde sıradan kişilere ve halkın yaşantısına daha çok yer
verilmiş. Gerçekçi akımların gereği
olarak sanatçılar eserlerinde kişiliklerini
gizlemişlerdir. Teknik yönü sağlam romanlar yazıldı. Dil ve üslupta hatalı
bulunmuşlardır. Dil ve üslupta aydınlara
hitap eden bir anlayış benimsenmiştir.
TİYATRO
Oynanmasına
izin verilmeyeceğini bildikleri için tiyatro eseri yazmamışlardır. Tiyatro
alanında bir iki eser veren Halit Ziya bu türde başarılı değildir. Mehmet
Rauf(Pençe, Cidal), C. Şehabettin(Yalan, Körebe)
ELEŞTİRİ
Edebiyat
eleştirisiyle ilgilenen tek sanatçı Ahmet
Şuayp’tır. Fransız eleştirmeni Hippolyte
Taine’den etkilenir. Nesnel olmaya çalışır.
FECRİÂTİ(1901-1908)
(Temsilcileri)
Ahmet
Haşim, Refik Halit Karay, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Emin Bülent Serdaroğlu, Tahsin
Nahit, Faik Ali Ozansoy, Celal Sahir, Fuat Köprülü, Hamdullah Suphi Tanrıöver, Şehabettin
Süleyman, Cemil Süleyman, Ali Canip Yöntem, İzzet Melih.
*Faik Ali’nin önerisiyle Fecr-i Ati adını benimsedi topluluk. Ama
uzun ömürlü olamadı. Milli edebiyat
hareketinin doğuşuyla dağılıp gitti. (1912)
1.
Servetifüünun’a tepki olarak ortaya
çıkmışlar, ama bunu açık seçik ortaya koyamamışlardır. Servetifünun’un bir
uzantısı olarak kalmışlardır.
2.
”Sanat şahsi ve muhteremdir”
ilkesiyle hareket ettiler; şiirde sembolizmi,
öykü ve romanda Maupassant’ı tiyatroda
H. İbsen’i örnek aldılar.
3.
Sanatçıların her biri yalnız kendi duyuşuna, beğenisine göre bir güzellik
yaratma çabası içine girmiştir.
4. Duyuş, düşünüş, üslup ve sanat anlayışında Servetifünun sanatçılarını
taklit etmişler, şiirde ağır bir dil
kullanmışlardır.
5. Aruz ölçüsünü esas aldılar; serbest müstezat, sone, terzerima nazım biçimleriyle yazmışlardır.
6. Aşk ve doğa konuları üzerinde durmuşlar; duygulu, romantik bir aşktan
söz etmişler, gerçeğe uygun düşmeyen doğa betimlemeleri yapmışlardır.
7.
Servetifünuncuların Batı edebiyatını yeterince tanıyamadıklarını söylemişler, Batıdaki
akımlardan ve görüşlerden genişçe yararlanmak amacı güttüklerini
belirtmişlerdir. Servetifünun edebiyatını aşacaklarını iddia etmişlerdir.
ŞİİR
Servetifünun’a
tepki olarak çıkmışlar, ama onlardan farklı bir şiir çizgisine ulaşamamışlardır.
Sembolizm ve Empresyonizm akımları
etkili olmuş. Duygusal söyleyiş ağır basar. Ölçü aruzdur.
TİYATRO
1908’de II. Meşrutiyet’in ilanıyla birlikte tiyatro canlılık kazandı, ama
önemli bir gelişme gösteremedi.
ÖYKÜ VE ROMAN
Dil
konusunda S. Fünun’u izledikleri için pek başarılı olamadılar. Yapmacıklığa
düştüler. Realizm ve natüralizm etkileri vardır.
MİLLİ EDEBİYAT
Türk
milliyetçiliği düşüncesinin edebiyatta yansıması olarak değerlendirilebilir. Yabancı
etkilerden uzak olmayı, milli kaynaklardan beslenmeyi ilke edinmişlerdir.
Batıcılık, Osmanlıcılık, İslamcılık ve
Türkçülük akımları vardı bu dönemde. Türkçülük,
Milli Edebiyat akımının doğmasına yol açtı. Bu akımın kökleri Tanzimat dönemine
kadar götürülebilir. (Ahmet Vefik Paşa, Semsettin
Sami, Ahmet Cevdet Paşa)
Mili
Edebiyat adıyla anılan bu akımı asıl
başlatanlarsa, Selanik’te
çıkardıkları Genç Kalemler
dergisiyle Ömer Seyfettin, Ali Canip Yöntem ve Ziya Gökalp’tir. Ömer Seyfettin’in “Yeni Lisan” başlıklı yazısı, bu edebiyatın bildirgesi gibidir.
Bu akımın gelişmesini
sağlayan dergi ve gazeteler
Çocuk
Bahçesi, Türk Derneği, Genç Kalemler, Türk Yurdu, Halka Doğru ve Türk Sözü, Yeni
Mecmua, Dergah.
Milli Mücadele Dönemi
Edebiyatı(1911-1922 arası)
Bu dönemin en önemli isimleri: Yahya Kemal, Yakup Kadri, Halide Nusret Zorlutuna, Ruşen
Eşref Ünaydın, İsmail Habip Sevük, Halide Edip Adıvar, Hamdullah Suphi
Tanrıöver, Falih Rıfkı Atay.
Milli Edebiyat Akımının
İlkeleri
1.
Halkın konuştuğu Türkçeyi konuşmak(İst.
ağzı)
2.
Aruz yerine heceyi benimsemek
3. Yerli hayatı ve milli tarihle
ilgili konuları işlemek
4.
Halk edebiyatı biçimlerinden yararlanmak.
Milli Edebiyatın Önemli
Temsilcileri
Mehmet
Emin Yurdakul, Yakup Kadri, Ö. Seyfettin, Refik Halit, Ziya Gökalp, Ali Canip
Yöntem, Halide Nusret Zorlutuna, Halide Edip, Rıza Tevfik, Reşat Nuri, Faruz
Nafiz Çamlıbel, Ruşen Eşref Ünaydın, Orhan Seyfi Orhon, Peyami Safa, Enis Behiç
Koryürek, Memduh Şevket Esendal, Yusuf Ziya ortaç, Halikarnas Balıkçısı, Halit
Fahri Ozansoy, A. Sinasi Hisar.
*Şiirde “Beş Hececiler” topluluğu önemli bir
çıkış olmuştur.
BEŞ HECECİLER
1917’den
sonra çıktı. Milli Edebiyat’a bağlıdırlar. Orhan
Seyfi Orhon, Faruz Nafiz, Halit Fahri, Enis Behiç Koryürek, Yusuf Ziya ortaç.
Bu şairlerin eserlerinde şu
özellikler görülür:
1.
Bireysel konuları ve yurt güzelliklerini anlatma
2.
Anadolu’ya romantik bir tutumla yaklaşma.
3.
Sade bir dille yazma
4.
Hece ölçüsünü kullanma ve Halk şiiri geleneğinden yararlanma.
MİLLİ EDEBİYATTA ÖYKÜ VE
ROMAN
1. Anadolu’ya
açılmış, yurt sorunları gözleme dayalı olarak anlatılmıştır.
2.
Yakup Kadri, Reşat Nuri Güntekin, Refik
Halit Karay ve Halide Edip Adıvar gibi yazarların öncülüğünde “memleket
edebiyatı” çığırı açılmıştır.
3. Yalın ve anlaşılır bir dil kullanılmıştır.
4. Öykü ve roman tekniği çok gelişmiştir.
CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK
EDEBİYATI
1923-1940 arası Türk Edebiyatı
1940 sonrası(son dönem) Türk edebiyatı
1923-1940 YILLARI ARASI TÜRK
EDEBİYATI
Cumhuriyetin
ilan edilmesiyle başlayan siyasal ve toplumsal değişimler edebiyatımızı
etkilemiştir. Milli edebiyat akımıyla başlayan Anadolu’ya ve halkın sorunlarına
yönelinmiş, ilgi çoğalmıştır. Kurtuluş Savaşı’nın izleri görülür eserlerde. Dil
genelde sadedir. Anadolu insanının konuşmasına daha çok yer verilmiştir. Halk
şiirinden yararlanılmış, hece ölçüsü kullanılmıştır. Her türde eserler
yazılmıştır.
a)MEMLEKET EDEBİYATI
Ziya Gökalp ve Mehmet Emin gibi sanatçılar
tarafından temeli atılmıştır. İyimser bir psikoloji ile şiirler yazmışlar, ama
Anadolu’nun sorunlarını köklü bir biçimde dile getirememişlerdir. Yakup Kadri, Halide Edip, Reşat Nuri’nin
eserlerinde Anadolu’ya daha tutarlı bir bakış vardır, daha ciddidir.
İstiklal
Savaşı başlı başına bir konudur.
Kurtuluş Savaşını Konu
Edinen Romanlar:
Ateşten Gömlek, Vurun Kahpeye: Halide Edip Adıvar
Yaban: Yakup Kadri. Yorgun Savaşçı:
Kemal Tahir. Kalpaklılar, Doludizgin:
Samim Kocagöz.
Küçük Ağa: Tarık Buğra.
Toz Duman İçinde: Talip Apaydın.
b)MİSTİK-RUHÇU EDEBİYAT
ANLAYIŞI
Necip Fazıl, , Peyami Safa, Asaf Halet
Çelebi. Manevi değerlere ve ruhun
üstünlüğü ilkesine büyük önem vermiş, bu doğrultuda eserler vermişlerdir. Maddeci(materyalist)
dünya görüşüne karşı çıktı. Ahmet Hamdi
Tanpınar, Abdülhak Şinasi Hisar gibi sanatçılar da rüya, hayal ve
hatıralara yönelmişlerdir.
c)YEDİ MEŞALECİLER
1928. Milli Edebiyatçılara tepki olarak ortaya çıkarlar ve şu
görüşleri savunurlar:
*Sanat, sanat için olmalıdır.
*Edebiyatta
daima ”yenilik, içtenlik, canlılık”
peşinde olmalıdır.
*Sanatçılar
geleneksel temalar yerine yeni temalar
bulup işlemelidir.
*Batılı ilkelerle sanat yapılmalıdır.
Sanatçılar: Kenan Hulusi Koray, Cevdet Kudret Solok, Muammer Lütfi
Bahşi, Sabri Esat Siyavuşgil, Yaşar Nabi Nayır, Vasfi Mahir Kocatürk, , Ziya
Osman Saba.
d)SERBEST ŞİİR ANLAYIŞI
En
büyük temsilcisi Nazım Hikmet’tir. Mayakovski’den
etkilenmiştir.
1940
SONRASI TÜRK EDEBİYATI
A)GARİPÇİLER (I. YENİ
HAREKETİ)
Geleneksel
şiir anlayışına tepki olarak çıkarlar. 1941’de
yayımladıkları “Garip” adlı kitapta
yayımlarlar. Öncüleri: Orhan Veli Kanık, Melih Cevdet Anday, Oktay Rıfat Horozcu.
Şiir Anlayışları
1. Şiir,
ölçüden ve uyaktan kurtarılmalıdır.
2. Şiirde asıl olan söyleyiştir. Dildeki her sözcük şiire girmeli, şairane
sözlerden kaçınmalıdır. Şiir dili halkın konuştuğu dil olmalıdır.
3.
Şiirde edebi sanatlara yer verilmemelidir.
4. Şiirde esprili, nükteli, şaşırtmaya
dayalı bir anlayış benimsenebilir.
5. Günlük
yaşamdaki her şey şiirin konusu olabilir. Şiirde en basit, en sıradan insanlar ve olaylardan söz edilebilir.
Garipçilerin
kuramcısı Orhan Veli’dir. Diğer ikisi onun ölümünden sonra yeni bir şiir
söyleyişi geliştirmiştir.
Batı edebiyatındaki sürrealizm akımından da bir ölçüde etkilenen Birinci Yeni
Hareketinin görüşleri “garip” karşılandığı için bu topluluk Garipçiler olarak adlandırılmıştır.
1950’lere doğru bu şiir anlayışı tıkanmıştır.
b)İKİNCİ YENİ HAREKETİ
1950’den
sonra Garip hareketine tepki olarak ortaya çıkan bu akımın başlıca temsilcileri
şunlardır: Cemal Süreya, Edip Cansever, Sezai Karakoç, Ece Ayhan, Turgut Uyar, İlhan
Berk, Ülkü Tamer.
Şiir anlayışı şudur:
1. imgeye kapıları yeniden ve sonuna kadar açmak
2. Edebi sanatlara özgürlük tanımak
3. ”Basitlik, aleladelik ve sadelik”ten ayrılmak
4. Konuşma diline sırt çevirmek
5. Halk kültüründen uzaklaşmak, ”folklor”dan
uzaklaşmak
6. Nükte, şaşırtma ve tekerlemeden kaçmak
7.
Şiiri akıldan ve anlamdan uzaklaştırmak
8. Duyguya ve çağrışımlara yaslanmak
9. Konuyu, hikayeyi, olayı atmak
10.
Aydınlara seslenmek
c)HİSARCILAR
1950’den
sonra Mehmet Çınarlı’nın çıkardığı
Hisar dergisi çevresinde toplanırlar. Garipçilere
tepki göstermişler; milli, manevi değerlere dayalı bir şiir anlayışı ortaya
koymuşlardır. Şiirde ölçü, uyak gibi öğeleri önemseyen; aşk, doğa ve yurt
sevgisi…temalarını işlerler
Temsilcileri: Mehmet
Çınarlı, İlhan Geçer, Munis Faik Ozansoy, Mustafa Necati Karaer, Yavuz Bülent
Bakiler…
*1940’tan
sonraki dönemde Fazıl Hüsnü Dağlarca, Behçet
Necatigil, Zeki Ömer Defne gib şairler sözü edilen topluluklara katılmamış,
bağımsız kalmışlardır. Yine bu dönemde Attila
İlhan, kendine özgü bir şiir anlayışı geliştiren önemli bir şairdir.
d)TOPLUMSAL GERÇEKÇİLER
Halka,
köye, köylü sorunlarına yönelip gözlemci bir gerçekçilikle eser vermişlerdir. Daha
çok marksist/sosyalist/komünist dünya görüşünden yola
çıkmışlar, sanatı bu görüşü yayma doğrultusunda kullanmışlardır. Konuşma
diliyle yazmışlardır.
Temsilcileri: Yaşar Kemal, Orhan
Kemal, Kemal Tahir, Necati Cumalı, Haldun Taner