BATI ETKİSİNDE GELİŞEN TÜRK EDEBİYATI
TANZİMAT EDEBİYATI
Hazırlık Dönemi
Tanzimat edebiyatının hazırlık döneminde ve öncesinde gerçekleşen önemli yenilikler şunlardır:
*İlk resmi gazete olan Takvim-i Vekayi’nin çıkarılması(1831)
*İlk yarı resmi gazete olan Ceride-i Havadis’in çıkarılması(1840)
*Şinasi, Ethem Pertev Paşa gibi sanatçıların Fransız şiirinden yaptıkları çeviriler(1858)
*Hayrullah Efendi’nin “Hikaye-i İbrahim Paşa be-ibrahim-i Gülşeni” adlı oyun denemesi(1844)
*Yusuf Kamil Paşa’nın Fransız yazarı Fenelon’dan 1856’da yaptığı ilk roman çevirisi.
**Tanzimat Edebiyatı, 1860’ta Agâh Efendi ile Şinasi’nin çıkardığı Tercüman-ı Ahval gazetesiyle başlar: Bu edebiyatın asıl kurucuları Şinasi, Namık Kemal ve Ziya Paşa’dır.
I. DÖNEM TANZİMAT EDEBİYATI
(1860-1876)Önemli temsilcileri: İbrahim Şinasi, Ahmet Midhat Efendi, Namık Kemal, Ahmet Vefik Paşa, Ziya Paşa, Şemsettin Sami.
Özellikleri
1. Edebiyat halk eğitiminde bir araçtır. Toplum için sanat anlayışı vardır. Bu yüzden sade bir dille yazmak amaçlanmış, ancak başarı gösterilememiştir.
2. Roman, öykü, makale, fıkra, eleştiri, tiyatro, gazete…gibi türler ilk kez edebiyatımıza girmiştir.
3. Edebiyata hak, adalet, eşitlik, özgürlük gibi kavramlar ilk kez girmiştir.
4. Eserler taklit olduğu için teknik yönden zayıftır.
5. Divan şiirinin nazım biçimleri aynen kullanılmış, fakat şiirin içeriği değişmiştir.
6. Genelde aruz ölçüsü kullanılmış, ancak hece ölçüsü de denenmiştir. (Ziya Paşa, Namık Kemal, Ahmet Vefik Paşa, A. Hamit Tahran, Recaizade Ekrem hece ölçüsünü denemiştir. )
7. Şinasi ve A. Vefik Paşa Klasisizmden; Namık Kemal, Ahmet Mithat Efendi ve Şemsettin Sami ise Romantizmden etkilenmişlerdir.
Fransız Edebiyatı örnek alınmıştır.
II.DÖNEM TANZİMAT EDEBİYATI (1876-1895)
Recaizade Mahmut Ekrem: Araba Sevdası
Nabizade Nazım: Karabibik
A. Hamit Tahran: Sahra, Makber
Samipaşazade Sezai: Sergüzeşt
Muallim Naci: Ateş-pâre, Şerâre, Demdeme, Ömer’in Çocukluğu…
Direktör Âli Bey: Ayyar Hamza…
1. Siyasal baskı sebebiyle topluma dönük sanat yapamamışlar, ”sanat için sanat”anlayışını benimsemişlerdir. Bu yüzden sade dil anlayışı terk edilmiş, dil ağırlaşmış, sanatlı söyleyişe önem verilmiştir.
2. Tiyatro eserlerini oynanmak için değil, okunmak için yazılmıştır.
3. Divan şiiri nazım biçimleri terk edilmeye başlanmış, Batılı biçimlerin ilk örnekleri verilmiştir.
4. Aruz ölçüsünün kullanımı sürdürülmüş, Abdülhak Hamit Tahran bazı tiyatrolarında hece ölçüsünü denemiştir.
5. Roman ve öykü tekniği daha gelişmiş, Batı ölçülerine uygun eserler verilmeye başlanmıştır.
6. Şiirin konusu genişletilmiştir. Felsefi düşünceler şiire konu olmuştur.
7. Gazetecilik eski işlevini yitirmiştir.
8. Bu dönemin şiiri Servet-i Fünun şiirine örnek olmuştur.
9. A. Hamit, romantizmden; Samipaşazade Sezai, Recaizade Mahmut Ekrem, realizmden, Nabizade Nazım ise Natüralizmden etkilenmişlerdir.
10. Muallim Naci, bu dönemde yaşayıp Divan edebiyatını savunan tek önemli sanatçıdır.
11. 1. Dönem şairleri Divan edebiyatını eleştirerek yıkmaya çalışmışlardır. II. Dönem şairleri ise şiiri sanat açısından ele alıp estetiğe önem vermişlerdir.
12. Şiirdeki değişmenin temelini Şinasi atmıştır. Şinasi, yazdığı kasidelerde klasik kasidenin biçimsel özelliklerin dikkate almamıştır.
13. Şiirde konu bütünlüğü esas alınmış, beyitler arasında anlam bütünlüğü sağlanmıştır.
14. Yeni Türk şiirinde doğa betimlemesinin ilk örnekleri verilmiş; A. Hamit Tarhan ilk pastoral şiirleri yazmıştır.
ROMAN VE ÖYKÜ
. Romanda konular günlük yaşamdan ya da tarihten alınmıştır. Duygusal ve acıklı konular ön plandadır. Kişiler tek yönlü ela alınmış, sanatçılar kişiliklerini eserlerine yansıtmışlardır. Kahramanlar İstanbul’un aydın çevrelerinden seçilmiştir. İlk kez Nabizade Nazım, ilk gerçeğine eğilmiş, Anadolu insanının sorunlarını ele almıştır. (Karabibik)
Şemsettin Sami: ilk yerli romanı yazar: Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat.
İlk öykü örnekleri: Letaif-i Rivayat: Ahmet Mithat Efendi. Samipaşazade Sezai’nin yazdığı “Küçük Şeyler” adlı öykü kitabı Batı ölçülerine daha uygundur.
İlk edebi romanımız: Namık Kemal: İntibah.
İlk tarihi romanımız: Cezmi: Namık Kemal. Realist akıma uygun ilk eser: Recaizade Mahmut Ekrem: Araba Sevdası.
TİYATRO
Şinasi ilk yerli oyunu yazmıştır: Şair Evlenmesi. (1860)A. Vefik Paşa, Moliere’den yaptığı çevirilerle tanınmıştır.
Namık Kemal ve A. Hamit Tarhan, tiyatro türünde en çok eser veren yazarlardır. Namık Kemal, tiyatroyu eğlencelerin en faydalısı olarak görmüş, halkı eğitmenin önemli bir aracı saymıştır. A. Hamid, , oynanmak için değil, oynanmak için yazmıştır. Âli Bey de tiyatroya hizmet edenlerdendir.
ELEŞTİRİ
Eleştiri türünün öncüleri Ziya Paşa ve Namık Kemal’dir. Ziya Paşa: Şiir ve İnşa(Divan edebiyatını kötüler)”Harabat Mukaddimesi”nde halk edebiyatını kötüler, Divan edebiyatını yüceltir.
N. Kemal: Ziya Paşa’nın Divan edebiyatıyla ilgili görüşlerini “Tahrib-i Harabat” ve “Takip” adlı eserlerinde eleştirir; Divan edebiyatına karşı çıkar.
Recaizade Mahmut Ekrem: Talim-i Edebiyat. , Zemzeme, Takdir-i Elhan.
Muallim Naci: Demdeme.
Muallim Naci ile Recaizade arasındaki eski-yeni kavgası meşhurdur.
GAZETECİLİK
İlk resmi gazete: Takvim-i Vekayi’dir(1831)
Ceride-i Havadis yarı resmi bir gazetedir. (W. Churchill tarafından çıkarılmıştır)
İlk özel gazete: Şinasi-Agâh Efendi: Tercüman-ı Ahval. (1860)Şinasi tek başına Tasvir-i Efkar’ı çıkarmış, bu gazetenin yönetimini bir süre sonra Namık Kemal üstlenmiştir.
Muhbir, Hürriyet, Basiret, İbret, Devir diğer gazetelerdir.
SERVETİFÜNUN EDEBİYATI (EDEBİYAT-I CEDİDE)
ServetiFünun (Fenlerin/Bilimlerin zenginliği) adlı derginin etrafında toplanan yazarların oluşturduğu bir edebiyattır. Edebiyatımız tamamen Batıya yönelir. Bu açıdan S. Fünun edebiyatı bir başlangıçtır.
II: Abdülhamit’in iktidar olduğu yıllarda ürün vermiştir. 1901’de Hüseyin Cahit Yalçın, Fransızcadan çevirdiği “Edebiyat ve Hukuk” makalesini Servetifünun’da yayımlar. Bunun üzerine dergi kapatılır; topluluk dağılır.
Temsilcileri: Tevfik Fikret, Cenap Şehabettin, Halit Ziya, Mehmet Rauf, Hüseyin Cahit, Celal Sahir, Ahmet Hikmet Müftüoğlu, Süleyman Nazif, Hüseyin Suat, Hüseyin Siret, Faik Ali.
Uyarı: Bu topluluğa katılmayan, bağımsız kalan sanatçılar: Hüseyin Rahmi, Ahmet Rasim.
ORTAK ÖZELLİKLER
1. Hemen hepsi Batı kültürüyle yetişmiş sanatçılardır; birkaç dil bilirler.
2. Fransız edebiyatını yakından izlediler. Fransız edebiyatının ve Batılı akımların etkileri görülür.
3. Divan edebiyatını-aruz ölçüsü dışında- tamamen reddettiler. . Doğu kültürünü iyi bilmezler ve Divan şiirinden hoşlanmazlar.
4. ”Sanat için sanat”. Bireysel sorunları dile getirdiler.
5. II: Abdülhamit’ten ve dönemi siyasal koşullarından nefret ederler.
ŞİİR
1. Şiirin konusu iyice genişlettiler.
2. Aruz ölçüsü kullanılmış, hece küçümsenmiştir. Tevfik Fikret heceyi denemiştir.
Aruz ölçüsü Türkçeye başarıyla uygulandı.
3. Şiir nesre yaklaştırılmıştır.
4. Divan şiiri nazım biçimleri tamamen bırakılmış, müstezat serbestleştirilmiştir. (Sone
terze-rima ilk kez kullanılmıştır.
5. Bütün güzelliğine önem verildi.
6. Divan ve Tanzimat edebiyatındaki “göz için kafiye” anlayışı yıkılmış; ”kulak için kafiye” görüşü benimsenmiştir.
7. Dil, çok ağır ve sanatlıdır
8. Edebiyatımızda ilk kez “mensur şiir” örnekleri bu dönemde verilmiştir. (Halit Ziya)
9. Parnasizm ve sembolizm akımları etkili olur
ÖYKÜ VE ROMAN
Çağdaş Fransız edebiyatı örnek alındı. Realizm ve natüralizmin etkileri vardır. İstanbul’un aydın çevreleri ile saray ve konak yaşamı konu edinilmiştir. İçinde yaşadıkları çevreyi anlatmışlardır. ”Ev içi” ile ilgilenmişlerdir. Öykülerde sıradan kişilere ve halkın yaşantısına daha çok yer verilmiş. Gerçekçi akımların gereği olarak sanatçılar eserlerinde kişiliklerini gizlemişlerdir. Teknik yönü sağlam romanlar yazıldı. Dil ve üslupta hatalı bulunmuşlardır. Dil ve üslupta aydınlara hitap eden bir anlayış benimsenmiştir.
TİYATRO
Oynanmasına izin verilmeyeceğini bildikleri için tiyatro eseri yazmamışlardır. Tiyatro alanında bir iki eser veren Halit Ziya bu türde başarılı değildir. Mehmet Rauf(Pençe, Cidal), C. Şehabettin(Yalan, Körebe)
ELEŞTİRİ
Edebiyat eleştirisiyle ilgilenen tek sanatçı Ahmet Şuayp’tır. Fransız eleştirmeni Hippolyte Taine’den etkilenir. Nesnel olmaya çalışır.
FECRİÂTİ(1901-1908)
(Temsilcileri)
Ahmet Haşim, Refik Halit Karay, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Emin Bülent Serdaroğlu, Tahsin Nahit, Faik Ali Ozansoy, Celal Sahir, Fuat Köprülü, Hamdullah Suphi Tanrıöver, Şehabettin Süleyman, Cemil Süleyman, Ali Canip Yöntem, İzzet Melih.
*Faik Ali’nin önerisiyle Fecr-i Ati adını benimsedi topluluk. Ama uzun ömürlü olamadı. Milli edebiyat hareketinin doğuşuyla dağılıp gitti. (1912)
1. Servetifüünun’a tepki olarak ortaya çıkmışlar, ama bunu açık seçik ortaya koyamamışlardır. Servetifünun’un bir uzantısı olarak kalmışlardır.
2. ”Sanat şahsi ve muhteremdir” ilkesiyle hareket ettiler; şiirde sembolizmi, öykü ve romanda Maupassant’ı tiyatroda H. İbsen’i örnek aldılar.
3. Sanatçıların her biri yalnız kendi duyuşuna, beğenisine göre bir güzellik yaratma çabası içine girmiştir.
4. Duyuş, düşünüş, üslup ve sanat anlayışında Servetifünun sanatçılarını taklit etmişler, şiirde ağır bir dil kullanmışlardır.
5. Aruz ölçüsünü esas aldılar; serbest müstezat, sone, terzerima nazım biçimleriyle yazmışlardır.
6. Aşk ve doğa konuları üzerinde durmuşlar; duygulu, romantik bir aşktan söz etmişler, gerçeğe uygun düşmeyen doğa betimlemeleri yapmışlardır.
7. Servetifünuncuların Batı edebiyatını yeterince tanıyamadıklarını söylemişler, Batıdaki akımlardan ve görüşlerden genişçe yararlanmak amacı güttüklerini belirtmişlerdir. Servetifünun edebiyatını aşacaklarını iddia etmişlerdir.
ŞİİR
Servetifünun’a tepki olarak çıkmışlar, ama onlardan farklı bir şiir çizgisine ulaşamamışlardır. Sembolizm ve Empresyonizm akımları etkili olmuş. Duygusal söyleyiş ağır basar. Ölçü aruzdur.
TİYATRO
1908’de II. Meşrutiyet’in ilanıyla birlikte tiyatro canlılık kazandı, ama önemli bir gelişme gösteremedi.
ÖYKÜ VE ROMAN
Dil konusunda S. Fünun’u izledikleri için pek başarılı olamadılar. Yapmacıklığa düştüler. Realizm ve natüralizm etkileri vardır.
MİLLİ EDEBİYAT
Türk milliyetçiliği düşüncesinin edebiyatta yansıması olarak değerlendirilebilir. Yabancı etkilerden uzak olmayı, milli kaynaklardan beslenmeyi ilke edinmişlerdir.
Batıcılık, Osmanlıcılık, İslamcılık ve Türkçülük akımları vardı bu dönemde. Türkçülük, Milli Edebiyat akımının doğmasına yol açtı. Bu akımın kökleri Tanzimat dönemine kadar götürülebilir. (Ahmet Vefik Paşa, Semsettin Sami, Ahmet Cevdet Paşa)
Mili Edebiyat adıyla anılan bu akımı asıl başlatanlarsa, Selanik’te çıkardıkları Genç Kalemler dergisiyle Ömer Seyfettin, Ali Canip Yöntem ve Ziya Gökalp’tir. Ömer Seyfettin’in “Yeni Lisan” başlıklı yazısı, bu edebiyatın bildirgesi gibidir.
Bu akımın gelişmesini sağlayan dergi ve gazeteler
Çocuk Bahçesi, Türk Derneği, Genç Kalemler, Türk Yurdu, Halka Doğru ve Türk Sözü, Yeni Mecmua, Dergah.
Milli Mücadele Dönemi Edebiyatı(1911-1922 arası)
Bu dönemin en önemli isimleri: Yahya Kemal, Yakup Kadri, Halide Nusret Zorlutuna, Ruşen Eşref Ünaydın, İsmail Habip Sevük, Halide Edip Adıvar, Hamdullah Suphi Tanrıöver, Falih Rıfkı Atay.
Milli Edebiyat Akımının İlkeleri
1. Halkın konuştuğu Türkçeyi konuşmak(İst. ağzı)
2. Aruz yerine heceyi benimsemek
3. Yerli hayatı ve milli tarihle ilgili konuları işlemek
4. Halk edebiyatı biçimlerinden yararlanmak.
Milli Edebiyatın Önemli Temsilcileri
Mehmet Emin Yurdakul, Yakup Kadri, Ö. Seyfettin, Refik Halit, Ziya Gökalp, Ali Canip Yöntem, Halide Nusret Zorlutuna, Halide Edip, Rıza Tevfik, Reşat Nuri, Faruz Nafiz Çamlıbel, Ruşen Eşref Ünaydın, Orhan Seyfi Orhon, Peyami Safa, Enis Behiç Koryürek, Memduh Şevket Esendal, Yusuf Ziya ortaç, Halikarnas Balıkçısı, Halit Fahri Ozansoy, A. Sinasi Hisar.
*Şiirde “Beş Hececiler” topluluğu önemli bir çıkış olmuştur.
BEŞ HECECİLER
1917’den sonra çıktı. Milli Edebiyat’a bağlıdırlar. Orhan Seyfi Orhon, Faruz Nafiz, Halit Fahri, Enis Behiç Koryürek, Yusuf Ziya ortaç.
Bu şairlerin eserlerinde şu özellikler görülür:
1. Bireysel konuları ve yurt güzelliklerini anlatma
2. Anadolu’ya romantik bir tutumla yaklaşma.
3. Sade bir dille yazma
4. Hece ölçüsünü kullanma ve Halk şiiri geleneğinden yararlanma.
MİLLİ EDEBİYATTA ÖYKÜ VE ROMAN
1. Anadolu’ya açılmış, yurt sorunları gözleme dayalı olarak anlatılmıştır.
2. Yakup Kadri, Reşat Nuri Güntekin, Refik Halit Karay ve Halide Edip Adıvar gibi yazarların öncülüğünde “memleket edebiyatı” çığırı açılmıştır.
3. Yalın ve anlaşılır bir dil kullanılmıştır.
4. Öykü ve roman tekniği çok gelişmiştir.
CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI
1923-1940 arası Türk Edebiyatı
1940 sonrası(son dönem) Türk edebiyatı
1923-1940 YILLARI ARASI TÜRK EDEBİYATI
Cumhuriyetin ilan edilmesiyle başlayan siyasal ve toplumsal değişimler edebiyatımızı etkilemiştir. Milli edebiyat akımıyla başlayan Anadolu’ya ve halkın sorunlarına yönelinmiş, ilgi çoğalmıştır. Kurtuluş Savaşı’nın izleri görülür eserlerde. Dil genelde sadedir. Anadolu insanının konuşmasına daha çok yer verilmiştir. Halk şiirinden yararlanılmış, hece ölçüsü kullanılmıştır. Her türde eserler yazılmıştır.
a)MEMLEKET EDEBİYATI
Ziya Gökalp ve Mehmet Emin gibi sanatçılar tarafından temeli atılmıştır. İyimser bir psikoloji ile şiirler yazmışlar, ama Anadolu’nun sorunlarını köklü bir biçimde dile getirememişlerdir. Yakup Kadri, Halide Edip, Reşat Nuri’nin eserlerinde Anadolu’ya daha tutarlı bir bakış vardır, daha ciddidir.
İstiklal Savaşı başlı başına bir konudur.
Kurtuluş Savaşını Konu Edinen Romanlar:
Ateşten Gömlek, Vurun Kahpeye: Halide Edip Adıvar
Yaban: Yakup Kadri. Yorgun Savaşçı: Kemal Tahir. Kalpaklılar, Doludizgin: Samim Kocagöz.
Küçük Ağa: Tarık Buğra.
Toz Duman İçinde: Talip Apaydın.
b)MİSTİK-RUHÇU EDEBİYAT ANLAYIŞI
Necip Fazıl, , Peyami Safa, Asaf Halet Çelebi. Manevi değerlere ve ruhun üstünlüğü ilkesine büyük önem vermiş, bu doğrultuda eserler vermişlerdir. Maddeci(materyalist) dünya görüşüne karşı çıktı. Ahmet Hamdi Tanpınar, Abdülhak Şinasi Hisar gibi sanatçılar da rüya, hayal ve hatıralara yönelmişlerdir.
c)YEDİ MEŞALECİLER
1928. Milli Edebiyatçılara tepki olarak ortaya çıkarlar ve şu görüşleri savunurlar:
*Sanat, sanat için olmalıdır.
*Edebiyatta daima ”yenilik, içtenlik, canlılık” peşinde olmalıdır.
*Sanatçılar geleneksel temalar yerine yeni temalar bulup işlemelidir.
*Batılı ilkelerle sanat yapılmalıdır.
Sanatçılar: Kenan Hulusi Koray, Cevdet Kudret Solok, Muammer Lütfi Bahşi, Sabri Esat Siyavuşgil, Yaşar Nabi Nayır, Vasfi Mahir Kocatürk, , Ziya Osman Saba.
d)SERBEST ŞİİR ANLAYIŞI
En büyük temsilcisi Nazım Hikmet’tir. Mayakovski’den etkilenmiştir.
1940 SONRASI TÜRK EDEBİYATI
A)GARİPÇİLER (I. YENİ HAREKETİ)
Geleneksel şiir anlayışına tepki olarak çıkarlar. 1941’de yayımladıkları “Garip” adlı kitapta yayımlarlar. Öncüleri: Orhan Veli Kanık, Melih Cevdet Anday, Oktay Rıfat Horozcu.
Şiir Anlayışları
1. Şiir, ölçüden ve uyaktan kurtarılmalıdır.
2. Şiirde asıl olan söyleyiştir. Dildeki her sözcük şiire girmeli, şairane sözlerden kaçınmalıdır. Şiir dili halkın konuştuğu dil olmalıdır.
3. Şiirde edebi sanatlara yer verilmemelidir.
4. Şiirde esprili, nükteli, şaşırtmaya dayalı bir anlayış benimsenebilir.
5. Günlük yaşamdaki her şey şiirin konusu olabilir. Şiirde en basit, en sıradan insanlar ve olaylardan söz edilebilir.
Garipçilerin kuramcısı Orhan Veli’dir. Diğer ikisi onun ölümünden sonra yeni bir şiir söyleyişi geliştirmiştir.
Batı edebiyatındaki sürrealizm akımından da bir ölçüde etkilenen Birinci Yeni Hareketinin görüşleri “garip” karşılandığı için bu topluluk Garipçiler olarak adlandırılmıştır.
1950’lere doğru bu şiir anlayışı tıkanmıştır.
b)İKİNCİ YENİ HAREKETİ
1950’den sonra Garip hareketine tepki olarak ortaya çıkan bu akımın başlıca temsilcileri şunlardır: Cemal Süreya, Edip Cansever, Sezai Karakoç, Ece Ayhan, Turgut Uyar, İlhan Berk, Ülkü Tamer.
Şiir anlayışı şudur:
1. imgeye kapıları yeniden ve sonuna kadar açmak
2. Edebi sanatlara özgürlük tanımak
3. ”Basitlik, aleladelik ve sadelik”ten ayrılmak
4. Konuşma diline sırt çevirmek
5. Halk kültüründen uzaklaşmak, ”folklor”dan uzaklaşmak
6. Nükte, şaşırtma ve tekerlemeden kaçmak
7. Şiiri akıldan ve anlamdan uzaklaştırmak
8. Duyguya ve çağrışımlara yaslanmak
9. Konuyu, hikayeyi, olayı atmak
10. Aydınlara seslenmek
c)HİSARCILAR
1950’den sonra Mehmet Çınarlı’nın çıkardığı Hisar dergisi çevresinde toplanırlar. Garipçilere tepki göstermişler; milli, manevi değerlere dayalı bir şiir anlayışı ortaya koymuşlardır. Şiirde ölçü, uyak gibi öğeleri önemseyen; aşk, doğa ve yurt sevgisi…temalarını işlerler
Temsilcileri: Mehmet Çınarlı, İlhan Geçer, Munis Faik Ozansoy, Mustafa Necati Karaer, Yavuz Bülent Bakiler…
*1940’tan sonraki dönemde Fazıl Hüsnü Dağlarca, Behçet Necatigil, Zeki Ömer Defne gib şairler sözü edilen topluluklara katılmamış, bağımsız kalmışlardır. Yine bu dönemde Attila İlhan, kendine özgü bir şiir anlayışı geliştiren önemli bir şairdir.
d)TOPLUMSAL GERÇEKÇİLER
Halka, köye, köylü sorunlarına yönelip gözlemci bir gerçekçilikle eser vermişlerdir. Daha çok marksist/sosyalist/komünist dünya görüşünden yola çıkmışlar, sanatı bu görüşü yayma doğrultusunda kullanmışlardır. Konuşma diliyle yazmışlardır.
Temsilcileri: Yaşar Kemal, Orhan Kemal, Kemal Tahir, Necati Cumalı, Haldun Taner
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder