Bu Blogda Ara

Türk Dili ve Edebiyatı sitesi, Edebiyat derslerine yardımcı,

29 Kasım 2019 Cuma

KİTAP, KİTAP HASTALARI VE KİTAP FUARLARI





                Kitaba aşina olanlar için,  kitap fuarları pek büyük anlamlar ifade eder,  hele hele kitap hastaları için kitap fuarları daha bir başka mekânlardır.  Kitap hastalarının,  hastalıklarının geçebileceği,  yani iyileşebileceği yerlerdir kitap fuarları.  Bu hastalıklarını teskin edecekleri yegâne yerlerdir.  Kitap hastaları,  bu tutkularını,  bu hastalıklarını ancak kitap fuarları ile tatmin edebilirler.  Kitabın bulunduğu,  kitabın teşhire açıldığı bütün yerler “kutsal”dır onlar için.  Bu kutsallık izafe ettikleri yerlere kitap hastalan uğramadan,  ziyaret etmeden,  kitapların hal ve hatırını sormadan edemezler.  Onların işidir kitaplarla haşır neşir olmak,  kitaplarla dostluk kurmak...  Kitap fuarları,  onların kitaplarla daha sıkıca irtibat kurdukları,  dostlarının daha yakından ve içten hatırlarını sordukları,  kitapları kokladıkları yerlerdir.  Kitap fuarları onlar için,  bulunmaz,  kaçırılmaz fırsatlardır,  kitaplarla daha içli dışlı olabilmek için...  Onlar kitabın değerini bilirler,  onlar kitabın ruhunu okurlar...Bu yüzden şefkatle,  sevgiyle,  saygıyla yaklaşırlar kitaba. .  Kitapları tutuşlarındaki şekil bile onların kitaplara ne kadar,  şefkatle,  sevgiyle yaklaştıklarını belgeler... Onlar kitaptan anlarlar.

                 Kitap hastaları için kitap bir tutkudur gerçekten.  Kitap hastaları derken,  bunu olumsuz bir yönde almamak gerektiğini hemen belirtmeliyiz.  Kitap hastalarının,  kitap hastası olmaları,  kitabı biriktirmek,  kütüphanelerini doldurmak için değildir hiçbir zaman. Olmamalıdır en azından.  Onlar,  değer verilmeyen,  değeri herkes tarafından anlaşılmayan kitapların sahipsiz,  kimsesiz,  alıcısı yokmuş gibi garip bırakılmalarına dayanamazlar.  Değerli kitapların, değersiz gibiymiş gibi hakaretlere maruz kalmalarını,  kitap hastaları,  kitap tutkunları içlerine sindiremezler; kitaba en büyük hakaret olarak görürler onlar böyle davranışları...

                Kitap,  bir tutkudur aşk derecesinde kitap hastaları için...  Kitaba aşkla bağlanmışlardır.  Aşk,  ama temiz,  saf,  güzel duygularla bezenmiş bir aşk...  Ve bu aşk,  hayat boyunca devam eden,   yoğunluğundan,  gücünden bir şey kaybetmeden süren bir aşktır. Kitapların değerinin yükselmesi,  astronomik rakamlara çıkması da pek etkilemez kitap hastalarını.  Değerli bir kitapsa, kitap fiyatının fazla olması,  cebini biraz zorlasa da kitap hastasının o kitabı almasına bir engel teşkil etmez: çünkü  onlar için,  hayatta hava,  su nasıl bir gereklilikse kitap da öyle bir gerekliliktir, vazgeçilmez bir ihtiyaçtır.  Güzel  ve yararlı bir kitap gördüklerinde,  kendilerini zorlayacağına bakmaksızın,  hatta bunu düşünmeksizin almaya çalışırlar.  Bu bakımdan da maddi güçlüklerle de karşılaştıkları bir ger çektir.  Ama buna aldırış da etmezler o kadar.  Önemli olan kitaplarına kavuşmaktır.

                Kitap hastaları için dedik,  kitap fuarları ayrı bir anlam taşır.  Bu yüzden nerede kitap fuarı varsa,  kitap hastaları da oradadır.  Gitmeyi eksik etmedikleri yerlerdir kitap fuarları...  Onların vazgeçmedikleri, vazgeçemeyecekleri mekanlardır kitap fuarları.  Bu yüzden açılışlarını sabırsızlıkla beklerler kitap fuarlarını...

                Acaba kitap fuarlarına bizim ilgimiz nasıl?..  Kitaba ilgimizin olması için ille de kitap hastası mı olmamız gerekiyor?  Kitapla ilgi kurmamız için ille de kitap hastası olmak gerekmiyor; kitaba gerekli sevgi ve saygıyı besleyelim,  yeter.  Ama diyeceksiniz ki bu sevgi ve saygıyı nasıl elde edelim?  Kaldı ki sevgi ve saygı gösterdiğimiz halde,  bu yeterli olmuyor.  Çünkü kitap alabilmek yalnızca sevgi ve saygıyla olmuyor,  parayla oluyor...  O da biz de yok (mu? ) diyorsunuz.  Kendimizi biraz zorladığımız zaman kitap almaya da az çok durumumuz müsait olacaktır; içimizde yoksa bu,  zengin de olsak,  bir işe yaramayacaktır.  Şu soruyu soralım kendimize: "Kitabı gerçekten seviyor muyum? " Kitap seviliyorsa,  kitaba değer veriliyorsa,  kitaba ulaşmaya engel olan mazeretlerin çoğu önümüzde duramayacaktır.  “Kitap hastası”  olunsun demiyoruz,  diyemiyoruz,  ama kitaplarla da ilgi kurulsun,  kitaplara soğuk bakılmasın,  az da olsa alıp okunsun diyoruz.

                Kitap,  bizim bir başka silahımız; hatta en önemli silahımız!  Çünkü ilme,  bilgiye bu yolla ulaşılabilir.  Ayrıca kitapsız bir kültürün,  medeniyetin insanları da değiliz biz.  Hakim sistemin "kitapsız" bir dünya kurması düşüncesine, kitaplarla karşı koyabiliriz. Yani kitap okuyarak,  bilgilenerek... Bu silahımızı elimizden almak isteyenlere en büyük tepkimiz kitaba gereken değeri vermek ve kitap okumak olmalıdır. Bu yüzden  “oku” emr-i ilahisini hayatımızın düsturu haline getirmeli, “beşikten mezara” ilmin, bilginin peşinden koşmalı ve bilgilendiğimiz hususları hayatımıza tatbik etme noktasında gayret içinde olmalıyız.




Hiç yorum yok: